Esas No: 2021/2048
Karar No: 2022/6165
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2048 Esas 2022/6165 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2048 E. , 2022/6165 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14.01.2019 tarih ve 2017/287 E. - 2019/5 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 20.11.2020 tarih ve 2019/623 E. - 2020/1042 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 12.05.2016 tarihinde, "H&A" ibareli 25. sınıf yönünden marka başvurusu yaptığını, ancak davalı tarafından müvekkiline ait marka başvurusuna itiraz edildiğini, itirazın yerinde görülerek müvekkili başvurusunun reddedildiğini, müvekkilinin kendi ihdas ettiği ve aile üyelerine ait isimlerin kısaltmalarıyla sektörde tanındığını, müvekkilinin oğlu Hasan Ali için dava konusu markayı ihdas ettiğini, taraflara ait markaların bütününe bakıldığında kolaylıkla ayırt edilebilen ve aralarında iltibas bulunmayan markalar olduğunu, ileri sürerek 2017-M-4090 sayılı YİDK kararının iptaline, markanın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili markalar ile dava konusu markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınıp münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenim de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle; davacının "H&A+şekil" ibareli marka başvurusuyla davalı firmanın "H&M" ibareli tescilli markası arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu 25. sınıftaki mallar yönünden ayırdığı satın alma süresi içinde, davacının "H&A+şekil" ibareli başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davalının "H&M" ibareli markasından farklı bir marka olduğunu algılamayacağı, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi nazarında davalının "H&M" ibareli 25. sınıftaki markalı malları satın almak isterken davacının "H&A+şekil" ibareli markalı ürünü satın almak biçiminde bir yanılgıya düşebileceği, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru konusu işaret ile davalı firmanın markası arasında idari ve ekonomik anlamda birbirine bağlı işletmelere ait marka algılaması oluşabileceği, bu açılardan taraf markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu YİDK kararının yerinde ve doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince "H&A+şekil" ibareli başvuru ile redde mesnet "H&M" asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, tertip tarzı itibariyle dava konusu başvurunun, redde mesnet markalara yanaştırıldığı ve bu haliyle davalı Şirketin seri markalarından birisi olarak algılanabileceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.