9. Hukuk Dairesi 2008/22841 E. , 2010/7904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar
verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, sözleşmenin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek ıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı işveren, sözleşmenin davacı işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışları nedeni ile haklı olarak feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece davalı işveren tarafından haklı fesih ispat edilemediği gerekçesi ile istekler kabul edilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı tarafça 29.01.2007 tarihli cevap dilekçesi ile süresinde içerisinde deliller sunulmuştur. Mahkemece, delillerin süresinden sonra 04.03.2008 tarihinde verildiği ve karşı tarafın muvafakati olmadığı gerekçesiyle değerlendirilmemesi yerinde değildir. Ayrıca, verilmiş bir kesin önel olmadığı ve davalı da vazgeçmediği halde haklı feshi ispata yönelik olarak dinlenmesi istenen tanıklar dinlenip, diğer deliller ile birlikte değerlendirilmeden, savunma hakkı kısıtlanarak eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemeler tarafından verilen kararlarda tarafların gösterilmesi, iddia ve savunmaların özetlenmesi, ihtilaflı konular hakkındaki delillerin tartışılması ret ve üstün tutma sebeplerinin açıklanması zorunludur. Kararın, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 388 ve 389. Maddelerinde tanımlanan unsurları taşıması ve
1. Kararı veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve tutanak kâtibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği,
2. Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,
3. İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep,
4. Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi,
5. Kararın verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve tutanak kâtibinin imzaları, yönündeki hükümlerin kararın yazımında dikkate alınması gerekir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Aynı kural HUMK. nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK. nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur). Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar, hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.(Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı)
HUMK 388 maddesine aykırı olarak kısa karar oluşturulması da ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.