Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/14419
Karar No: 2022/317
Karar Tarihi: 13.01.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/14419 Esas 2022/317 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tazminat davasında, davacılar trafik kazasında vefat eden yakınları için maddi ve manevi tazminat talep etmişlerdir. Mahkeme, davalı ...'nin hizmet kusuru nedeniyle davayı idari yargıda görülmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay'ın bozma kararıyla bu hususun adli yargıda görüleceği karara bağlandığı ve bu yönünde davaya devam edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme kararı, gerekçe kısmında yapılan bu hatadan dolayı bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, İçtihadı Birleştirme Kararı (1086 sayılı HUMK'nın 381-389. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nın 294-297. maddeleri), hükümlerin tefhimi ve kararın açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olması gerekliliğini düzenlemektedir.
4. Hukuk Dairesi         2021/14419 E.  ,  2022/317 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından talep edilmiş, davacılar vekilince duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11/01/2022 Salı günü taraflar adlarına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve trafik sigortacısı olduğu araç ile davacıların desteğinin yolcu olarak bulunduğu dolmuşun karıştığı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini ve davalı ...'nün kazanın oluşumuna engel olabilecek gerekli düzenlemeleri yapmamasından ötürü kusurlu olduğunu belirterek, desteğinden yoksun kalan davacı anne ... için 1.000,00 TL maddi, 75.000,00 TL manevi, davacı baba ... için 1.000,00 TL maddi, 75.000,00 TL manevi, diğer davacı kardeşler ..., ... ve ... için ise ayrı ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 227.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini yükseltmişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı ... açısından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,14/06/2015 tarihli ıslah talebine bağlı olarak; ... ve ...'ın maddi tazminat talebinin kabulü ile 2.338,38 TL maddi tazminatın ... ve ...'a eşit oranda ödenmek üzere, davalılar ..., ... Sigorta A.Ş., ... müştereken ve müteselsilen tahsiline, ...'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 50.000,00 TL manevi tazminatın ...'a, ...'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 50.000,00 TL manevi tazminatın ...'a, ...'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın ...'a, ...'nın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın ...'ya, ...'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi
    tazminatın ...'a ödenmek üzere; kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-10/04/1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının, hükmün gerekçe kısmında kabul edildiği bildirilen bir yükümlülüğün, hüküm fıkrasında karar altına alınmayışının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK'nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise, bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK'nın 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK'nın 294-297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nın 388. maddesinde (HMK'nın 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalı ve tereddüt yaratıcı olmamalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Mahkemece verilen ilk karar davacılar ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/12711 Esas- 2019/5391 Karar sayılı bozma ilamı ile davalı ...nin temyiz incelemesinde aleyhine hükmedilen maddi tazminatın kesin olması nedeniyle temyiz dilekçesinin reddine, davacılar vekilinin temyiz incelemesinde ise manevi tazminata yönelik temyiz itirazları reddedilerek,vekalet ücreti ve kusura ilişkin itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığı kararı verilmiş,davalı ...’ne karşı açılan davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesi ile resen bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmişse de gerekçe kısmında davalı ... hizmet kusuru nedeniyle davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; Uyuşmazlık Mahkemesinin 2014/871 E, 2014/924 K. ve 13/10/2014 tarihli kararı ile bu tür davaların adli yargıda görüleceği karara bağlandığından yargılamaya bu davalı yönünden de devam edildiği belirtilmiş olup bu şekilde gerekçe ile hüküm arasında uyumsuzluk oluştuğu ve bu hususun hükmü çelişkili hale getirdiği, hükmün bu haliyle infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu açıktır.
    Bu durumda mahkemece, bozmaya uyulup uyulmadığı hiçbir kuşku ve tereddüt gerektirmeyecek şekilde çok açık ve icra (infaz) edilebilir nitelikte hüküm kurulmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2- Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin ve davalı ... temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün re’sen BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar ve davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ...'na geri verilmesine 13/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi