Esas No: 2021/3332
Karar No: 2022/6191
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3332 Esas 2022/6191 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3332 E. , 2022/6191 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17.10.2019 tarih ve 2016/363 E. - 2019/351 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı davalı vekili tarafından duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 32.970,91 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı şirket ile TEB arasındaki genel kredi sözleşmesinde müvekkilinin ve davalının müteselsil kefil olduklarını, dava dışı şirketin 75.000.-TL kredi kullandığını ve kredinin ödememesi üzerine müvekkilinin kefil sıfatıyla 65.961,62 TL'yi ödemek zorunda kaldığını, payından fazla ödediği borç miktarı kadar diğer müteselsil kefil davalıya rücu hakkı olduğunu, davalı hakkında ödenen miktarın yarısı 32.980.- TL'nin tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kredi borcu geri ödemesinin davacı tarafından yapıldığı iddiası gerçek dışı olup, kredi borçlusu şirketçe ödendiğini, davacının talebi var ise bunu şirkete yöneltmesi gerektiğini, müvekkilinin şirket ortaklığından 18/04/2012 tarihinde ayrıldığını, bu tarihten sonra dava dışı şirketin borçlarından sorumlu olmayacağını, 18/04/2012 tarihli karz akdinden anlaşılacağı üzere müvekkilinin davacıdan 19.000 .-TL alacağı bulunduğunu, savunmalarının reddi halinde davacıdan olan bu alacağının davacının muhtemel alacağı ile takasını ve mahsubunu talep ettiklerini beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının müşterek kefil sıfatıyla değişik tarihlerde toplam 38.745,29 TL ödeme yaptığı, bu meblağın yarısı olan 19.372,64 TL'yi davalıdan talep edebileceği, taraflar arasındaki 19.000,00 TL'lik karz aktinin nazara alınması gerektiği, davacının borcun 3.000,00 TLsini ödendiğine dair banka dekontu sunduğu, buna göre 16.000,00 TL'nin 19.372,64 TL'den mahsubu ile davacının bakiye 3.372,64 TL alacağı kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin kısmen iptaline, takibin 3.372,64 TL üzerinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 171,08 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 22/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.