Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4512
Karar No: 2021/10579
Karar Tarihi: 21.10.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/4512 Esas 2021/10579 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/4512 E.  ,  2021/10579 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulmakla; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; elektrik abonesi olduğu davalı şirketin yokluğunda ve usule aykırı olarak hakkında kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlediğini, sonrasında da bu tutanağa istinaden 5.604,34 TL borç tahakkuk ettirdiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 10 TL’lik kısım yönünden davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini talep etmiş; 14/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 2.008,43 TL’ye artırmıştır.
    Davalı şirket; abonesi olan davacının kaçak elektrik kullandığının tespit edilmesi üzerine durumun tutanağa bağlandığını savunarak davanın reddini istemiş, tahkikat duruşmasında ise alacağın zamanaşımına uğradığını beyan etmiştir.
    Mahkemece; davacı hakkında kaçak elektrik kullanımına ilişkin tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki yıldan fazla zaman geçtiği, davalı şirket tarafından süresi içinde sunulan cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu, bu nedenlerle tespiti istenilen borcun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Adalet Bakanlığının 02/06/2021 tarihli yazısında; davalının cevap dilekçesinde zamanaşımı def"ini ileri sürmediği, 28/10/2020 tarihli duruşmada zamanaşımı def"inde bulunduğu, süresinde ileri sürülmeyen zamanaşımı def"ine ilişkin davacının açık muvafakat beyanının bulunmadığı, kaldı ki davacı ile davalı arasında elektrik aboneliğine ilişkin sözleşme bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ncı maddesinde her alacağın on yıllık zamanaşımına tabi olduğunun hükme bağlandığı, davalı hakkında kaçak elektrik tutanağının tutulduğu tarihten itibaren zamanaşımı süresi içinde dava açıldığı, bu nedenlerle mahkemece; davalının zamanaşımı def"i reddedilip, işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğu ileri sürülerek; hükmün, kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
    Uyuşmazlık; davacı elektrik abonesi tarafından, kaçak elektrik kullanıldığına dair iddianın ve buna bağlı olarak yapılan tahakkukun yerinde olmadığı iddiasıyla, davalı şirkete ödenilen kaçak elektrik tüketim bedelinin iadesinin istenildiği davada, zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile verilen kararın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, tüketici mahkemelerinde görülecek davalar basit yargılama usulüne göre yürütülür.
    Basit yargılama usulü, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 316 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanun"un 322 nci maddesinde basit yargılama usulü ile ilgili hüküm bulunmayan hâllerde yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.
    HMK’nın “Dilekçelerin verilmesi” başlıklı 317 nci maddesi uyarınca;”Dava açılması ve davaya cevap verilmesi dilekçe ile olur.
    Cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak mahkeme durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek bir süre verebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir.”
    Aynı Kanun’un “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı” başlıklı 319 uncu maddesine göre de; “İddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar”. HMK’nın 322 nci maddesi atfıyla basit yargılama usulünde de uygulanan 141 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ise; “İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır”.
    Açıklanan bu kanun hükümleri uyarınca, maddi hukuktan kaynaklanan bir def"i olup; usul hukuku anlamında ise bir savunma aracı olan zamanaşımın, tüketici mahkemelerinde görülen davalarda, cevap süresi içinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Sonradan zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi, savunmayı genişletme yasağına tabidir. Bu nedenle, davalı, sonradan davacının açık muvafakati veya ıslah yolu ile zamanaşımı def’inde bulunabilir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde zamanaşımı def’i ileri sürülmemiştir. Her ne kadar, davalı vekili 28/10/2020 tarihli tahkikat duruşmasında davanın zamanaşımına uğradığını bildirmiş ise de, savunmanın genişletilmesine davacı tarafından açıkca muvafakat edilmemiştir.
    Bundan ayrı, hukuki işlemlerden ve bunun en yaygın türü olan sözleşmeden doğan borçlarda, borçlunun borcunu anlaşmaya uygun olarak yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun hareket etmezse, alacaklı borca aykırılık hükümlerini işletir ve mümkün ise borcun aynen ifasını, değilse doğan zararının giderilmesini talep eder.
    Eldeki davada; davacı ile elektrik hizmeti sunan davalı şirket arasında, davacının meskeninde kullandığı elektrik hizmetine ilişkin abonelik sözleşmesi imzalandığı, davacının sözleşme hükümlerine aykırı olarak kaçak elektrik kullandığı yönündeki tespit nedeni ile davalı şirketin davaya konu bedeli talep ettiği, davacının da sözleşme hükümlerine aykırı bir davranışının bulunmadığını ileri sürerek, davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
    Bu itibarla, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden sonra sözleşmeye aykırı davranıştan kaynaklanan uyuşmazlığın, sözleşme hukuku çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği, buna bağlı olarak davada 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ncı maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği ortadadır.
    Şu durumda, mahkemece; davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’inin reddi ile davanın esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile HMK"nın 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 21/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi