2. Hukuk Dairesi 2013/19024 E. , 2014/6199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Antalya 4. Aile Mahkemesi
TARİHİ :14.06.2013
NUMARASI :Esas no:2012/557 Karar no:2013/564
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı (koca) tarafından kusur belirlemesi tazminatlar, nafakalar, velayet, ziynet alacağı ve araç bedeli yönünden; davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise, tazminat ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalı-karşı davacı kadın, karşı dava dilekçi ile eşi tarafından bozdurulduğunu belirttiği ziynetlerin bedelini talep etmiş, davacı-karşı davalı koca ise sadece 75 çeyrek altının bozdurulduğunu söylemiştir. Diğer ziynetlerin bozdurulduğuna ilişkin kadın tanıklarının beyanı, görgüye dayalı olmayıp kadından aktarılan beyanlardır. Bu durumda davalı-karşı davacı kadına 75 adet çeyrek altın dışında kalan ziynet talepleri için yemin deliline dayandığı da gözetilerek, karşı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, tüm ziynetler yönünden davanın kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4-Davalı-karşı davacı kadın, aracının satış bedelini davacı-karşı davalı kocaya ödünç verdiğini ileri sürdüğüne göre; bu talep Borçlar Kanunundan kaynaklanıp bu davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Bu talep hakkında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
5-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı kadının şirket ortağı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı-karşı davacı kadının bu ortaklıktan ne kadar kazanç sağladığı, sağladığı kazancın kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı araştırılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile kadın lehine yoksulluk nafakası takdiri doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3, 4 ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 5. bentteki bozmada oyçokluğuyla diğer bentlerde oybirliğiyle karar verildi. 19.03.2014 (Çrş.)
KARŞI OY YAZISI
Davalı-karşı davacı kadının yoksulluğa düşmeyeceği konusunda dava dosyası arasında yeterince delil mevcuttur. Değerli çoğunluğun (5) nolu bozma sebebine katılabilme olanağım bulunmamaktadır.
KARŞI OY YAZISI
Davalı-davacı (kadın)ın ekonomik ve sosyal durumunun araştırılması için zabıtaya yazılan müzekkereye verilen cevapta; digi türk yetkili bayii olduğu ve aylık gelirinin 750,00 TL olduğu bildirilmiştir. Diğer taraftan kadının, 07.07.2009 tarihinden itibaren vergi mükellefi olan ve halen aktif bulunan Polinet İletişim Hizmetleri Bilişim Güvenlik Algılama Ticaret Limited Şirketinin %50 hissedarı olduğu ve şirketin digi türk yetkili bayii olarak faaliyet gösterdiği ve aynı yerde çalıştığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Tarafların bu konuda toplanmasını istediği bir delil bulunmadığı gibi, mahkemece adı geçen şirketin gelir ve giderleri de araştırılmıştır. Davalı-davacı (kadın) boşanmakla birlikte yoksulluğa düşeceğini ispat edememiş, Türk Medeni Kanununun 175. maddesindeki koşullar oluşmamıştır. Bu sebeple kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.