Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklılar vekilleri vasıtasıyla, borçlu aleyhinde asliye hukuk mahkemesinin menfi tesbit ve istirdata ilişkin ilamına dayalı olarak örnek 4-5 numaralı icra emriyle takip başlatılmıştır. Borçlu vekili henüz icra emri tebliğ edilmeden icra mahkemesine başvurarak, ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceğini, ilamda faiz talep edilebilmesinin aracın teslimi şartına bağlandığını, ancak bu şartın gerçekleşmediğini ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece şikayet tarihinden önce 17.02.2009 tarihinde teminat mektubunun paraya çevrilerek alacağın tahsil edildiği (dosyanın infaz edildiği ) gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Dosyamızda teminat mektubu icra emrinin borçluya tebliğinden (10.03.2009 tarihinden) önce 17.02.2009 tarihinde paraya çevrilmiştir. Borçlunun henüz itiraz hakkı doğmadan iradesi dışında gerçekleşen bu tahsilat, açıkça vazgeçmediği sürece şikayetlerinin incelenmesine engel teşkil etmez.
O halde mahkemece, borçlunun şikayetlerinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.