23. Ceza Dairesi 2016/97 E. , 2016/2708 K.
"İçtihat Metni"
Mala zarar verme suçundan suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ..., ... ve ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince ayrı ayrı 2.000,00’er Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmalarına, 6222 sayılı Kanun"un 18/2 yollamasıyla 18/1. maddesi gereğince kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıl süre ile haklarında güvenlik tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanmalarına dair ...Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2014 tarihli ve 2013/232 esas ve 2014/127 sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 23/11/2015 Gün ve 24276/76882 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/12/2015 gün ve 2015/386668 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
1-Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ile ... hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/3. maddesi gereğince yine suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk ... hakkında ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/2. maddesi gereğince indirim yapılmamasında,
2-Suça sürüklenen çocuklar hakkında 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesi gereğince hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrilmesine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-5237 sayılı TCK’nın 31/2 maddesi uyarınca; “fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olan kişilerin işledikleri fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluklarının olmayacağı, ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilmesinin gerektiği”, yine 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1. ve Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/2. maddesi uyarınca; “ fiili işlediği sırada oniki yaşını bitirmiş onbeş yaşını doldurmamış bulunan
çocukların fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneklerinin ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin olup olmadığının takdiri bakımından, bu kişilerin bireysel özelliklerini ve sosyal çevrelerini ortaya koyan ve sosyal inceleme olarak adlandırılan incelemenin yaptırılmasında zorunluk bulunduğu; buna karşın mahkemece suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk ... hakkında işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediğine dair adli rapor aldırılmadığı gibi, suça sürüklenen çocuğa yönelik olarak işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin takdirinde göz önünde bulundurulmak üzere sosyal inceleme yaptırılmadan hüküm kurulması,
2- Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği takdirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu, buna karşın mahkemece suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ile ... hakkında bu rapor aldırılmadığı gibi bu hususta herhangi bir gerekçe gösterilmeden karar verildiği Kanun yararına bozma sebeplerinin incelenebilmesi için bu hususların da incelemesinde zorunluluk bulunması karşısında;
Yukarıda belirtilen hususlarla ilgili olarak da kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na GÖNDERİLMESİNE, 10/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.