Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2596
Karar No: 2019/1665
Karar Tarihi: 28.02.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/2596 Esas 2019/1665 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/2596 E.  ,  2019/1665 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen .../03/2017 tarih ve 2017/133-2017/219 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen ....02.2019 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi...’nün davalı bankada 1.677.264,81 İsveç Kronu mevduatı olduğunu, müvekkillerinin muristen kalan malların intikali, taşınmaz ve araç satımı konusunda anneleri ..."ye ... .... Noterliği’nde düzenlenen 01.07.2013 tarihli vekaletname verdiklerini, vekaletnamede muristen kalan mevduatın çekilmesi konusunda yetki verilmediğini, müvekillerinin payına düşen kısmın davalı bankaca dava konusu vekaletnameye istinaden ...’ye ödendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500.000 İsveç Kronu alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığını, TMK’nın 640. maddesi nazara alındığında iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği mirasçıların davayı birlikte takip etmesi gerektiğini, vekaletnamenin usulüne uygun olduğunu, bir anlaşmazlık veya itiraz halinde çekilen paranın talep edilmesi halinde şubeye iade edileceği hususunda taahhütname verildiğini, husumetin yanlış yöneltildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu vekaletname ile davacıların dava dışı ..."ye miras bırakan ...’nün terekesindeki menkul ve gayrimenkullerin mirasçılara intikali, terekedeki taşınmazların satışı ve tereke mevcudundaki araçların tescil edilmesi için yetki verildiği, vekaletnamede muristen intikal eden menkullerin alınması, murise ait vadeli hesabın vadesinin bozulması, tereke borcunun ödenmesi gibi sair yetkilerin verilmediği, davalı bankanın bu vekaletnameye dayalı olarak davacılara isabet eden miras hissesindeki paranın dava dışı ..."ye ödenmesinin usulsüz olduğu ve davalının sorumluluğunu gerektirdiği, her bir davacının mirasçılık belgesinde belirlenen .../20"lik hissesine düşen ve her iki davacı için toplam 472.951,54 İsveç Kronunun faizi ile birlikte tahsili gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren yasal faiz
    uygulanmak suretiyle (T.C Merkez Bankası’nın bir yıllık döviz mevduatına uygulanan faiz oranı miktarını geçmemek kaydıyla) 472.951,54 İsveç Kronunun (SEK) ödeme tarihindeki döviz kuru esas alınmak suretiyle davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, davacıların murisine ait banka hesabından yetkisi bulunmayan kişilerce para çekilmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
    Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacılar müvekkillerinin murisi ...’nün davalı bankada bulunan mevduatının müvekkillerinin muristen kalan malların intikali, taşınmaz ve araç satımı konusunda anneleri ..."ye verdikleri ve içeriğinde muristen kalan mevduatın çekilmesi konusunda yetki içermeyen vekaletmeye dayalı olarak müvekillerinin payına düşen kısmın davalı bankaca anneleri ...’ye ödendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500.000 İsveç Kronu alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmişlerdir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de TMK’nun 640. maddesine göre birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana geleceği, mirasçıların terekeye elbirliğiyle sahip olacakları, sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edecekleri ve TMK’nın 702/1. maddesinde ise elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkının, ortaklığa giren malların tamamına yaygın olduğu düzenlenmiştir. Anılan hükümlere göre miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, tereke payları ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların somut ve bağımsız payları mevcut değildir. TMK’nın 640. maddesine göre, mirasçılar arasında iştirak halinde mülkiyet hükümleri geçerli olup, mirasçılar tereke üzerinde ancak oybirliği ile tasarruf edebileceklerinden davanın diğer mirasçıların muvafakatlarının sağlanması veya TMK"nın 640/... madde ve fıkrası uyarınca yetkili mahkemece terekeye temsilci tayin ettirilmesi suretiyle görülmesi gerekir. İştirak halindeki terekeye dahil bir hakka dayanarak mirasçılardan birinin sadece kendi payına yönelik olarak açtığı dava ise dinlenilemez.
    Bu durumda mahkemece, anılan hususlar nazara alınarak davacıların aktif dava ehliyeti konusunda bir değerlendirme yapılmaksızın ve TMK’nın 644. maddesi uyarınca mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülüp dönüştürülmediği de araştırılmaksızın uyuşmazlığın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    ...-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA; (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan ....037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi