3. Hukuk Dairesi 2021/5942 E. , 2021/10576 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davacı ..."un, davalı belediyenin maliki olduğu ve davalı şirketin işlettiği, davalılar ... ve ..."in yöneticisi olduğu Su Oyunları Parkı ve Yüzme Havuzunda 28/08/2020 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde yaralandığını, tüm organlarının fonksiyonların büyük ölçüde kaybettiğini, bütünüyle iş ve güç kaybına uğradığını, söz konusu kazanın meydana geldiği işletmede gerekli önlemlerin ve tedbirlerin alınmadığını, denetiminin yapılmadığı ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacıların her biri için ayrı ayrı 50.000"er TL manevi tazminat, davacı ... için 10.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişler, maddi tazminat talebi yönünden dava değeri 25/04/2014 tarihinde 1.000.000 TL "ye yükseltilmiştir.
Davalılar, davanın reddin istemişlerdir.
Mahkemece; davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı ... ve ... için ayrı ayrı 20.000 TL, davacı ... için 35.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, davacı ..."un maddi tazminat talebinin kabulü ile 1.000.000 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine dair verilen karar, davalı belediyenin temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 10/10/2017 tarihli ve 2016/23379 Esas 2017/9340 Karar sayılı ilamıyla; davaya bakmaya tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; davacı muris ... için 30.000 TL manevi tazminatın mirasçılarına verasetteki iştirak oranlarında, davacı ... için 30.000 TL, davacı
... için 50.000, TL manevi tazminat isteminin olay tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ..."un maddi tazminat isteminin kabulü ile 1.000.000 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen 2018/150 Esas sayılı dosyası üzerinden talep olunan 250.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."a ödenmesine, birleşen 2019/47 Esas sayılı dosyası üzerinden talep olunan 313.213,95 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."a ödenmesine dair verilen karar, davalı Belediyenin temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 23/06/2020 tarihli ve 2019/3540 Esas 2020/5065 Karar sayılı kararıyla; bozma öncesi kurulan hükmün davacılar tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle davalı yararına usuli müktesep hak oluşturur. Bozma sonrası mahkemece davalının usuli müktesep hakkını ihlal edecek şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı muris ... için 20.000 TL manevi tazminatın mirasçılarına verasetteki iştirak oranlarında, davacı ... için 20.000 TL, davacı ... için 35.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 1.000.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."a ödenmesine, mahkemenin birleşen 2018/150 Esas sayılı dosyası üzerinden talep olunan maddi tazminat istemi ile birleşen 2019/47 Esas sayılı dosyası üzerinden talep olunan maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların ve davalı belediyenin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Asıl dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine, birleşen davalar ise haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; 1993 doğumlu davacı ..."un, 28/08/2010 tarihinde davalı Belediyenin malik, davalı şirketin işleten ve diğer davalıların yönetici olduğu su oyunları parkı ve yüzme havuzunda tramplenden atlarken havuzda yüzmekte olan başka bir kişiye çarpması sonucu yaralandığı, davacıların asıl dava ile maddi ve manevi tazminat isteminde, birleşen davalar ile davacı ... tarafından davalılar aleyhine maddi tazminat isteminde bulunduğu, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 09/01/2015 tarihli raporunda davacı ..."un meslekte kazanma gücünü %100 oranında kaybettiği, hükme esas olan aktüarya bilirkişi raporunda bu oranın kullanıldığı, yargılamanın devamı sırasında davacı ..."un Bafra Atatürk Anadolu Lisesinde hizmetli kadrosunda çalıştığı halde maluliyet oranında azalma olup olmadığı hususunun mahkemece yeniden tespit ettirilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda, haksız eylemden kaynaklanan zararlı sonuç bakımından değişen durumun söz konusu olduğu açık olup HMK"nın 266. maddesine göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur.
O halde mahkemece, davacı ..."un yargılamanın devamı sırasında hizmetli kadrosunda göreve başladığı gözetilerek maluliyet oranında azalma olup olmadığının kesin olarak tespit edilmesi için yeniden Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak oluşacak sonuca göre hesaplanacak maddi tazminata karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğundan, mahkemenin 28/03/2016 tarihli hükmünün sadece davalı ... yönünden (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 10/10/2017 tarihli bozma kararıyla) usulü müktesap hak oluşturduğu, temyize gelmeyen diğer davalılar yönünden usulü müktesep hak oluşturmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar ve davalı belediyenin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.