5. Ceza Dairesi 2016/5148 E. , 2020/11652 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet (sanıklar ... ve ... hakkında), icrai davranışla görevi kötüye kullanma (sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında), ihmali davranışla görevi kötüye kullanma (sanıklar ..., ... ve ... hakkında)
HÜKÜM : Sanık ... hakkında; zincirleme basit zimmet ve icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçlarından açılan kamu davalarında eyleminin zincirleme basit zimmet suçu kapsamında kaldığının kabulüyle mahkumiyet, sanık ... hakkında; zimmet suçundan beraat, icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet, sanık ... hakkında; icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan beraat, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet, sanıklar ..., ... ve ...hakkında; ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet.
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Başvurularının kapsamına göre incelemenin; katılan ... Bakanlığı vekilinin tüm sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet ve beraat, sanıklar müdafilerin müvekkilleri sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
1-Sanıklardan ... hakkında zimmet, ... hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanıklardan ... hakkında zincirleme basit zimmet, ... hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık ... hakkında zincirleme basit zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, oda başkanı ve genel sekreteri olan sanıkların oda işlerini birlikte yürütme yetkileri bulunduğu anlaşılmakla, oda kasasında yeterli para olmasına rağmen kamu borçlarının ödenmesinde temerrüde düşülerek gecikme cezalarının tahakkuk etmesine neden olma şeklindeki eylemlerinin ayrıca ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu da oluşturduğu kabul edilip bu suçtan da bir hüküm kurulması gerekirken, sanıklardan İdris hakkında görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin eyleminin zimmet suçu kapsamında kaldığı kabulüyle atılı suçtan ayrıca değerlendirme yapılmaması ile İlker"in icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
3-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Denetim kurulu üyesi olan sanıkların, istifa eden yönetim kurulu üyesi yerine mevzuat uyarınca en çok oyu alan yedek üyenin seçilip toplantılara katılmasını sağlamayan yönetim kurulu üyelerinin usulsüzlüğünü denetlemeyerek görevlerini ihmal ettikleri şeklindeki eylemleri nedeniyle kamunun zararına veya kişilerin mağduriyetine neden olma ya da kişilere haksız bir menfaat sağlama biçimindeki objektif cezalandırma koşullarından birinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin denetime imkan verecek şekilde karar yerinde gerekçeleriyle gösterilip değerlendirilerek
sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun ayrı ayrı takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
4-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Oda işlerini başkan ve genel sekreterin birlikte yürüttükleri, yönetim kurulu üyesi olan sanıkların odanın borçlarını ödeme yükümlülükleri bulunmadığı anlaşılmakla, atılı suçtan beraatleri yerine yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın eylemlerinin sübutu halinde ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı ve TCK"nın 257/2. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, haklarında aynı Kanunun 257/1. maddesi uyarınca icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,
5271 sayılı CMK"nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; sanıkların daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerektiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, CMK’nın 231/6-c maddesinde düzenlenen "giderilmesi gereken zarar" kavramının, somut, belirlenebilir maddi zarar olduğu, manevi zararların bu kapsamda bulunmadığı ve sanıklar İdris ve İlker hakkındaki zimmet isnadına konu miktarın diğer sanıklar yönünden sebebiyet verilen zarar olarak değerlendirilemeyeceği nazara alınıp, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel sabıkası bulunan sanıklar ..., ... ve ... hakkında anılan yasa maddesinin uygulanmaması sonuç itibarıyla doğru olmakla birlikte, somut maddi zararın ne olduğu denetime imkan verecek şekilde araştırılıp karar yerinde gösterilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile diğer sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında CMK"nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemeleri halinde bu cezalarının kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesi yerine infazı kısıtlayacak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi ile TCK"nın 53/4. maddesine aykırı olarak aynı Yasanın 1. fıkra hükmünün uygulanması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle sanık ... yönünden TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."in yüklenen suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilmesine rağmen aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması sırasında, sadece 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasından yasaklanmasına karar verilmesi yerine, hangi hak ve yetkiye ilişkin olduğu gösterilmeksizin maddenin tümünü kapsayacak ve infazda tereddüt oluşturacak biçimde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafileri ile katılan ... Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 25/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.