Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2443
Karar No: 2016/2741
Karar Tarihi: 24.03.2016

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2015/2443 Esas 2016/2741 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yargılandığı bir davada, verilen kararın itiraz kanun yoluna tabi olduğunu ve sanığa tebliğ edildiğini belirtmiştir. Ancak, tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olduğu dikkate alınarak, tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiştir. Sanık hakkında başka bir dava olup olmadığı ve bu suçu diğer suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlenmeden önce, hüküm açıklanmasının geri bırakılması veya davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi (Tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri)
- 6217 sayılı Kanun'un TCK'ya eklediği 191. maddenin 2. fıkrası (Tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirleri hakkındaki kararların itiraz kanun yoluna tabi olduğu)
- 6545 sayılı Kanun'un TCK'ya eklediği 191. maddenin 5. fıkrası (Erteleme süresi zarfında yeniden suç işlenmesinin ihlal nedeni sayılması)
- CMK'nın 223. maddesi (Davanın düşmesi)
- 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. m
9. Ceza Dairesi         2015/2443 E.  ,  2016/2741 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi : ...... .... Sulh Ceza
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

18.10.2007 tarihli hüküm fıkrasında, sanığın yüzüne karşı verilen hükme karşı kanun yoluna başvuru süresinin, "tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı" belirtilmiş ise de anılan hükmün sanığa tebliğ edilmiş olduğu ve yine; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 20.03.2012 tarihli ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında da açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olduğu dikkate alınarak, tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiştir.

Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;

a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlememiş ise, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",

b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”, karar verilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 24.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi