Esas No: 2022/5089
Karar No: 2022/6321
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5089 Esas 2022/6321 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı ile davalı arasında kredi kartı borcu nedeniyle başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemiyle açılan dava sonucunda, davacının alacaklı olduğuna ve davanın kabul edildiğine hükmedilmiştir. Ancak, dava konusu alacak daha sonra başka bir şirkete temlik edildiği halde mahkemeye bildirilmediği ve temlik eden şirket lehine hüküm kurulduğu için kararın bu nedenle bozulması gerekmektedir. Ayrıca, bilirkişi raporunun yetersiz olması nedeniyle mahkemece bankacılık konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla banka kayıt ve defterlerinin incelenerek bir karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda HMK'nın 125/2. maddesi de bahsedilmiş ve dava konusu alacağın devri hakkında düzenleme yapılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11.03.2014 tarih ve 2013/306 E. - 2014/111 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davalıya üç ayrı kredi kartı verildiğini, kredi kartı borcunu zamanında ödenmemesi üzerine ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcunu ödemeyi aksatması üzerine başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, iki kredi kartında temerrüde düşmediği halde temerrüt faizi talep edildiğini, yapmış olduğu ödemelerin dikkate alınmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalıya 24.09.2012 tarihi itibariyle toplam 33.465,69 TL’yi ödemesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin davalıya 28.09.2013 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamenin tebliğinden sonra davacı tarafından 4.565,60 TL ödemenin yapıldığı, davacının davalıdan 28.819,46 TL asıl alacak, kat öncesi 76,79 TL işlemiş faiz, 3,84 TL kat öncesi işlemiş faizin BSMV'si, icra takip tarihine kadar 2.075,19 TL temerrüt faizi, 103,76 TL BSMV ve 4,75 masraf TL olmak üzere toplam 31.083,79 TL alacaklı olduğu, icra takip tarihinden sonra yıllık %34,08 oranında temerrüt faizi talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline ve asıl alacağın %20’si oranından icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Dava kredi kartı borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... tarafından dava konusu alacak 27.12.2013 tarihinde Anadolu Varlık Yönetim A.Ş.'ye temlik edilmesine karşılık bu durumun mahkemeye bildirilmediği ve temlike rağmen davanın temlik eden Banka vekili tarafından takip edildiği ve hükmün temlik eden banka lehine tesis edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. HMK'nın 125/2. maddesinde "Dava açılmasından sonra dava konusunun davacı tarafından devri halinde devralmış olan kişinin görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden devam edeceği düzenlenmiştir. Somut olayda mahkemece belirtilen yasa hükmü nedeniyle temlik eden hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Ayrıca kabule göre de bilirkişinin konusunda uzman olmadığı, banka kayıt defterleri üzerinde inceleme yapılmaksızın düzenlenen bilirkişi raporunun yetersiz olduğu görülmüştür. Mahkemece bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla banka kayıt ve defterlerinin yerinde incelenmek üzere, davalı tarafından bilirkişi raporuna yapılan itirazların da değerlendirilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 27.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.