12. Ceza Dairesi 2014/1622 E. , 2015/1091 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK"nın 223/2-a maddesi uyarınca Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin tespit tarihinden farklı olarak “22/07/2010” şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı niteliğinde kabul edilmiştir.
Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa Mahkemesi"nin 11/04/2012 tarih ve 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu"nun 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanunun 408. maddesi ile değişik 65. maddesinin (a) ve (b) fıkralarının Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, Anayasa"nın 153. maddesinin 3. fıkrası ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 66. maddesinin 3. fıkrası gereğince iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete"de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesinin de karar altına alındığı, 13/10/2012 tarih ve 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararının, 13/10/2013 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenirken, 2863 sayılı Kanun"da değişiklik yapan 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği;
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, ... I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 07/07/1993 tarih ve 4720 sayılı kararı ile belirlenen kentsel sit alanı içerisinde yer alıp; Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı"nın 14/07/1978 tarih ve 10538 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen, ... III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 09/09/1988 tarih ve 733 sayılı kararı ile de projesi onaylanan taşınmazın 1/2 hissesini 11/05/1998 tarihinde satın aldığı, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde 1988, 1991 ve 18/08/2006 tarihli tescil şerhlerinin bulunduğu, Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü uzmanlarınca mahallinde yapılan incelemede, tescilli binada onaylı projeye aykırı uygulamalar bulunduğu belirlenerek 18/06/2010 tarihli raporun düzenlendiği, akabinde ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesindeki Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğü teknik elemanlarınca 23/09/2010 tarihinde yapılan kontrollerde, suça konu binanın özgün giriş kapısının değiştirildiğinin, zemin kattaki pencerenin yerine kapı açıldığının, tüm katların pencere formlarının bozulduğunun ve pencerelerde pvc malzeme kullanıldığının, dördüncü katta mevcut balkon ile bina içerisindeki bölücü duvarların kaldırıldığının tespit edildiği;
Olay yerinde yapılan keşif sonrası inşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda, binanın özgün kapısı ile zemin kattaki pencerenin yerine açılan kapının eski hale getirildiğinin, dördüncü kattaki balkon ile bina içerisindeki bölücü duvarların da mevcut olduğunun, ancak, formları değiştirilen ve pvc malzemeye dönüştürülen pencerelerin eski hale getirilmediğinin, suça konu inşai faaliyetlerin 2009 – 2010 yıllarında gerçekleştirildiğinin belirtildiği, bilirkişi raporuna karşı yazılı savunma ibraz eden sanığın, tescilli binada yaptığı proje dışı uygulamaları eski hale getirdiğini, pvc olan pencerelerin ise, binanın kendisi tarafından satın alınmasından önce mevcut olduğunu bildirdiği anlaşılmakla;
Suça konu tescilli taşınmaz ile ilgili olarak yukarıda adı geçen kurumlarda mevcut tüm bilgi, belge ve fotoğraflar getirtilip, inşaat ve sanat tarihi alanlarında uzman bilirkişiler refakate alınmak suretiyle olay yerinde yeniden keşif yapılarak, kentsel sit alanı içerisindeki tescilli yapının geçirdiği süreç, yapıya ait mevcut durumun onaylı projeye uygun olup olmadığı, suça konu aykırılıkların her birinin ayrı ayrı yapılış zamanı, tescilli kültür varlığında zarar oluşumuna sebebiyet verilip verilmediği tereddütsüz şekilde belirlenip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırmaya dayanılarak, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan kanun maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gerekçesiyle beraate dair hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 23/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.