10. Hukuk Dairesi 2015/8824 E. , 2016/5715 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığının iptali ile 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içeriğinden, davacının dosyada bulunan sigortalılık bilgilerine göre, 04.11.1996-30.06.2006 tarihleri arası ...A.Ş."de, 04.11.1996-30.06.2003 tarihleri arası ... Vakfına tabi, 01.07.2003-30.06.2006 tarihleri arası da 506 sayılı Yasa"ya tabi olmak üzere çalıştığı, 16.11.1994 tarihinde davalı Kurum kayıtlarına intikal eden bildirge ile ... A.Ş. ortaklığına istinaden 1479 sayılı Yasa kapsamında tescilinin yapıldığı, şirketin 02.09.1993 tarihinde kurulup, 29.09.2004 tarihinde tasfiye olduğu, davacının ayrıca noterlik faaliyetinden dolayı 17.07.2006 tarihinden devamla vergi kaydının olduğu, Kurumca 02.08.1993-29.09.2004 ve 01.10.2008 tarihinden devamla Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlığın, davacının 04.11.1996-29.09.2004 tarihleri arası 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığın veya ...Vakfına tabi sigortalılığın mı yoksa 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığın geçerli olduğu noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak kimlerin Emekli Sandığı, kimlerin SSK ve kimlerin Bağ-Kur sigortalısı oldukları ilgili kanunlarında ayrıntılı olarak düzenlendiği gibi 5502 sayılı Kanunla bu kurumların birleştirilmesi ve 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte de anılan Kanunun 4"üncü maddesinde benzer şekilde sigortalı olanlar, sigortalılık şartları ve statüleri düzenlenmiştir. 506 sayılı Kanunun Geçici 20"nci maddesi ile düzenlenen ve ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan sosyal güvenlik vakıfları (sandıklar) kapsamında ilgili kuruluşlarında çalışanlar da esasında hizmet akdine dayalı olarak çalışmaktadırlar. Bu vakıflar (sandıklar) malûllük, yaşlılık ve ölüm aylıkları ile gelir bağlama dahil iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası yardımlarını sağlamaktadırlar. Ancak bu kişiler vakıf (sandık) üyesi olmakla anılan maddede açıkça 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılmamaktadırlar. Üstelik 09.03.1983 tarih 1-2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere söz konusu vakıflar (sandıklar) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sosyal Sigortalar Kurumu"nun denetimi altında olmakla birlikte Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur gibi ayrı bir sosyal güvenlik kuruluşu olarak kabul edilmişlerdir.
506 sayılı Kanunun Geçici 49’uncu maddesi ve 3995 sayılı Kanunun 2"nci maddesi ile 506 sayılı Kanunun Geçici 20"nci maddesi kapsamındaki bu Vakıflara (sandıklara) tabi kurum ve kuruluşlar ile birleştirilen, faaliyetleri sona eren ya da mali durumları bozulan özel bankaların yetkili organları fesih yahut devir kararı alarak Sosyal Sigortalar Kurumu"na devir neticesinde vakıf üyelerinin (sandık iştirakçilerinin) primleri ödenmek şartıyla Sosyal Sigortalar Kurumundan gelir ve aylık bağlanması ve diğer yardımlardan yararlanılması imkanı getirilmiştir.
Öte yandan 5510 sayılı Kanunun Geçici 20’nci maddesinin birinci fıkrasına göre; Sandık iştirakçileri, aylık veya gelir bağlanmış olanlar ile bunların hak sahipleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın Geçici 20"nci maddenin yayımı tarihinden itibaren -iki yıl daha Bakanlar Kurulu kararıyla uzatma imkanı ile birlikte-üç yıl içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmiş sayılırlar. Devir tarihinden itibaren Sandık iştirakçileri 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi yani hizmet akdine bağlı olarak çalışanlar kapsamında sigortalı sayılırlar.
Davacının iştirakçisi bulunduğu ... Vakfı"nın 03.07.2003 tarihinde tüm aktif ev pasifleriyle birlikte Kuruma devredildiği de dosya kapsamından anlaşıldığından, iştirakçisi olduğu dönemde 506 sayılı Kanunun Geçici 20"nci maddesi ile düzenlenen ve ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan sosyal güvenlik vakıfları (sandıklar) kapsamında ilgili kuruluşlarında çalışmalarında esasında hizmet akdine dayalı olduğu dikkate alınarak, mahkemece, çakışan 04.11.1996-29.09.2004 tarihleri arası dönem yönünden sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığın söz konusu olmaması nedeniyle, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin kişinin hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı hususunda, şirkete ait vergi ve maliye kayıtları getirtilmek, belirtilen dönemde beyan edilen gelirler saptanmak suretiyle bu çerçevede davacı; emek ve mesaisini ağırlıklı olarak hangi sigortalı çalışmaya tahsis ediyorsa, ekonomik yönden geçimini hangi çalışmadan sağlıyorsa o çalışmaya üstünlük tanınmalı, davacının ekonomik yönden yaşamına etkin olan çalışmanın hangisi olduğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, varılacak sonucuna göre çakışan dönemde davacının tabi olduğu sigortalılık belirlenmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacıya iadesine, 14.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.