MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
2009 yılında kullanım kadastrosu kapsamında yapılan güncelleme sonucunda.....Köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 162 parsel sayılı 35.960 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, .....ın fiili kullanımında bulunduğu ve üzerindeki zeytin ağaçlarının .... ...."a ait olduğu şerhi verilerek zeytinlik niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazı 20.09.2011 tarihinde ...."den satın aldığı iddiası ve adına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmaza davacının zilyet olduğunun tespitine, ayrıca üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının mülkiyetinin davacıya ait olduğunun (tespit ve) tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının çekişmeli taşınmazı kullanıcısı olan ...."den 20.09.2011 tarihinde satın aldığı ve o tarihten sonra taşınmaza zilyet olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine yönelik olarak açılmış olup kullanım kadastrosuna ilişkindir. Davacı, çekişmeli taşınmazı, 2009 yılında yapılan güncelleme çalışması ile kullanıcı olarak belirlenen ve adına zilyetlik şerhi verilen ..."dan, güncellemeden sonra 20.09.2011 tarihli sözleşme ile satın aldığı iddiasıyla dava açmıştır. Güncelleme işlemine karşı açılacak davalarda, davacıların güncellemeden önceki hakka dayanarak önceki zilyedin irsi ya da akdi halefi olduklarını ileri sürüp, kanıtlamaları gerekir. Ne var ki, davacı güncelleme işleminden önceki hakka değil, güncellemeden sonraki bir tarihteki satın alma nedenine dayanmaktadır. Bu nedenle, davacının idari bir işlem olan güncelleme çalışmalarının yenilenmesi veya yeniden güncelleme yapılması için idareye başvurma olanağı varken, açtığı davanın dinlenme olanağı yoktur. Hal böyle olunca; mahkemece açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilerek hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine maktu vekalet ücreti
belirlenmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ve Hazine harçtan muaf olduğu halde, aleyhine harca hükmedilmesi dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 26.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.