Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3119
Karar No: 2021/9514

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/3119 Esas 2021/9514 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2021/3119 E.  ,  2021/9514 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 15. Hukuk Dairesi
    ...

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi ve davalı vekilince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.05.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı isteminin özeti:
    Davacı vekili, davalı işçinin müvekkil Bankanın ... Şubesinde çalışmakta iken yaptığı suistimal nitelikli işlemler nedeniyle meydana gelen zararının tahsilini teminen, davacı Banka lehine davalıya ve davalının eşine ait taşınır ve taşınmazlar üzerinde tesis edilen ipotek ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yasal takip başlatıldığını, söz konusu yasal takip dosyasından davalıya ödeme emri tebliği sonrası davalı tarafından borca itiraz edildiğini ve icra takibinin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacı tarafından davalı işçinin suistimal nitelikli işlemleri nedeniyle dava dışı mudilere yapılan ödemelerini belli olduğunu, ayrıca davalı hakkında yaptıkları suç duyurusu üzerinde ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2008/323 esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını ve yargılanın devam ettiğini, yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporunda müvekkili bankanın zarara uğradığı ve zararın meblağının belirlendiğini, kaldi ki davalının eylemine ilişkin hiçbir inkarının bulunmadığını, davalının araçlarını ve taşınmaz mallarını müvekkili Banka yararına rehin ve ipotek vermiş olmasının, bir kısım malını satarak müvekkili Bankaya ödemede bulunmuş olmasının bu durumu açıkça gösterdiğini belirterek davalının itirazının iptali ile %40"tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü"nün 2009/4484 esas sayılı icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile, 135.043,31 TL asıl alacak ve 18.903,95 TL yasal faizi olmak üzere toplam 153.947,26 TL alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağın %40"ı olan 54.017,33 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.
    Gerekçe:
    1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında sair temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı temyizi yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür.
    2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 396 ve 400’üncü maddeleri uyarınca; “İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumludur.”
    Banka çalışanın asıl iş görme edimi, bankacılık hizmetlerini yerine getirme yanında, banka adına aynı hizmeti alan müşterilere tarafsız ve adil hizmet sunma, çalışma ve davranışlarında bankanın itibar kaybına sebebiyet vermeme ve banka mevzuatına ve uygulamalarına aykırı davranmama şeklindedir. Bu kapsamda bankada hizmet akti ile çalışan ve bankacılık faaliyetlerinde görev alan işçinin, Türkiye Bankalar Birliği Bankacılık Etik İlkeleri’nin 20’nci maddesi kapsamında “görevlerini yerine getirirken yürürlükteki mevzuata uyması, çalışma ve davranışlarında bankanın itibar kaybına sebebiyet vermesi, adalet, doğruluk, dürüstlük, güvenilirlik ve sosyal sorumluluk prensiplerine aykırı davranışlarda bulunmaması, bankaya ait varlıkları ve kaynakları verimsiz ve amaç dışı kullanmaması, hizmetlerin yerine getirilmesi sırasında üstlendikleri görevlerle ilgili olarak hesap verebilme sorumluluğu içinde olması gerekir.
    Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun “Ceza Hukuku İle Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53’üncü maddesinde: “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat karariyle de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmü yer almaktadır (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74’üncü maddesi hükmü de paralel bir düzenlemeyi içermektedir.).
    Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen, beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
    Ceza davasındaki (mahkemesindeki) ikrar da hukuk davasında geçerlidir. Dolayısıyla hukuk davasında iddia edilen veya savunulan bir vakıanın ceza davası sırasında hukuk davasının taraflarınca kabul edilmesi yönündeki beyanları, hukuk davası için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 188’inci maddesi gereğince mahkeme önünde ikrar niteliğindedir.
    Somut olayda, davacı işveren Banka tarafından, davalı işçinin çalıştığı sırada yaptığı suistimal nitelikli işlemler nedeniyle meydana gelen Banka zararının tahsilini teminen başlatılan icra takibine karşı davalı işçinin itiraz etmiştir. İtiraz nedeniyle icra takibinin durdurulması üzerine davacı işverence; davalı işçinin itirazının haksız ve kötüniyetli olduğu, suistimal nitelikli işlemleri nedeniyle dava dışı mudilere yapılan ödemelerin belli olduğu, davalı işçinin suistimal nitelikli işlemleri nedeniyle yargılandığı ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/323 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda dava konusu Banka zararın meblağının belirlendiği ileri sürülmüş, davalı bu iddiaları kabul etmemiştir. İlk Derece Mahkemesince; itirazın iptali davasının niteliği gereği tarafların borç ve alacak durumlarının takip tarihi itibariyle dikkate alınması gerektiği, işbu davaya konu icra takibinin 16.06.2009 tarihinde yapıldığı, bu tarih itibariyle davalının toplam 153.947,26 TL borçlu olduğu hesaplanan 03.05.2018 tarihli bilirkişi ek raporuna göre davanın kısmen kabulü ile davalının suistimalinden kaynaklı borcunun likit olduğu gerekçe gösterilerek asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Tarafların istinaf itirazları üzerine yapılan incelemede Bölge Adliye Mahkemesince; tarafların istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiş ise de ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/323 esas sayılı dosyasında alınan 06.10.2011 tarihli bilirkişi raporunun 26. sayfasında da belirtildiği üzere; davacı Banka tarafından 25.07.2011 tarihli yazı ekinde, davalı işçinin kendisine yapmış olduğu geri ödemeleri gösterir tablo ibraz ettiği, söz konusu tabloya göre davalı işçi tarafından davacıya, hükme esas alınan 03.05.2018 tarihli ek raporda kabul edilen miktarların dışında bir kısım ödemeler yaptığı anlaşılmış olup davalı tarafından icra takip tarihi olan 16.06.2009 tarihi ile yapılan ödeme miktarı, 25.07.2011 tarihli yazı ekinde gösterilen ödemeler değerlendirilmeksizin yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetli olmamıştır.
    İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince belirtilen yönler gözetilmeden dava konusu alacağın kabulüne dair yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    Sonuç: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi