3. Hukuk Dairesi 2021/6651 E. , 2021/10565 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 01/05/1998 tarihinde konut elektrik abonesi olduğunu, aylık 150-200 TL civarında elektrik kullandığını, 28/12/2004 tarihinden sonra 6 aylık dönem boyunca düzenlenen faturalarda ödemenin görünmemesi üzerine davalı nezdinde yapılan sorgulamada 05/07/2004 tarihinde 14.817,80 TL"lik bir fatura düzenlendiğini, bedele itiraz üzerine sayacın sökülerek kontrole götürüldüğü, inceleme sonucunda sayaç ile oynandığı gerekçesiyle ayrıca 4.610,45 TL"lik ceza faturası düzenlendiğini, faturaların hukuksuz olduğunu ileri sürerek; davalı tarafından düzenlenen altı aylık fatura bedeli ve ceza faturası bedeli yönünden borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı; 05/07/2005 tarihli sayaç mühürleriyle oynandığı yönündeki tutanak üzerine sayaca yaptırılan laboratuvar incelemesinde, sayaca ve numaratörlere müdahale edildiğinin saptandığını, davacının mükerrer zaptı olduğunu, kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun tahakkuk yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davanın açıldığı İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacının 18.568,20 TL borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 23/05/2013 tarihli ve 2012/4276 Esas 2013/9564 Karar sayılı kararıyla; davanın 4077 sayılı Yasanın 23. maddesi gereğince Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma üzerine verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi nedeniyle dava dosyasının gönderildiği mahkemece; tutanak öncesi ve sayaç değişiminden sonra yapılan tüketimlerin birbirine çok yakın olması nedeniyle kaçak tüketim değil karşılıksız tüketim olduğu yönündeki bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davacının 18.568,20 TL borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Dairece verilen 03/03/2016 tarihli ve 2016/1292 Esas 2016/3190 Karar sayılı kararıyla; davacının kaçak elektrik kullandığı, bu nedenle tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve kurul kararı kapsamında denetime elverişli, ayrıntılı hesaplama yapılarak kaçak elektrik tutarının tespiti konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının 14.676,49 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-
Hükme esas alınan bilirkişi raporları incelendiğinde; 28/08/2018 tarihli kök bilirkişi raporunda; davaya konu sayaca davacı tarafından müdahale edildiğini gösteren tarafların imzalarının da bulunduğu herhangi bir belgeye ve bulguya rastlanılmadığı, teknik çerçevede bozmadan önceki bilirkişi raporlarında açıklanan tespit ve görüşlere tamamen katıldıkları yönünde görüş belirttikleri, aynı bilirkişilerin hazırladıkları 18/11/2020 tarihli ek raporda; kaçak kullanım yapıldığı kabul edilerek kaçak kullanım bedelinin gecikme zammı ve %18 KDV ile birlikte 4.751,76 TL olarak hesaplandığı, 14.676,49 TL üzerinden menfi tespit talebinin yerinde olduğu belirtilmiş ise de hangi mevzuat hükümleri esas alınarak hesaplama yapıldığının raporda belli olmadığı, mahkemece 27/08/2018 ve 11/11/2020 tarihli raporlar arasında çelişkilerin giderilmesi için aynı bilirkişilerden rapor alındığı ancak bilirkişilerin hazırladıkları 16/02/2021 tarihli raporda davacı tarafın menfi tespit talebinin yerinde olduğu belirtilmiştir. Ayrıntıları ile açıklandığı üzere, üç ayrı tarihte hazırlanan bilirkişi raporunun birbiriyle çelişkili ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı halde mahkemece 18/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulduğu görülmüştür.
Diğer taraftan, davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının menfi tespitine konu 14.817,80 TL bedelli faturanın dava açılmadan önce iptal edildiğini beyan etmiştir.
Bu durumda mahkemece; davaya konu 14.817,80 TL bedelli faturanın iptal edilip edilmediği hususunun araştırılması ve bu fatura yönünden sonucuna göre karar verilmesi, iptal edilmemiş olması halinde davacının menfi tespit talebinin iki adet faturaya ilişkin olduğu nazara alınarak, davacının eyleminin yönetmelik hükümleri kapsamında kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirilmesi, tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve atıf yapılan kurul kararı kapsamında denetime elverişli, ayrıntılı hesaplama yapılarak kaçak elektrik tutarının tespiti konusunda aralarında elektrik mühendisi bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik yeni bir uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme içeren çelişkili bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.