Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/122
Karar No: 2021/598
Karar Tarihi: 20.05.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/122 Esas 2021/598 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/122 E.  ,  2021/598 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)



    1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda davanın esastan reddine karar verilmiştir.
    2. Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacılar İstemi:
    4. Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinden Emir Hazır Beton İş Mak. Mad. İnş. ve Nak. Ltd. Şti.’nin Konya ili, Selçuklu ilçesi, Sızma kasabası sınırları içerisinde bulunan 09.11.2010 tarihli ve 788890 numaralı maden ruhsatı ile aynı zamanda bu maden ruhsatına bağlı Konya Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğünden verilen 15.03.2011 tarihli 42-14 sayılı “çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir belgesi” nin sahibi olduğunu, diğer davacı Borem İnş. Haf. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ise bu iki şirket arasında imzalanan rödovans sözleşmesi gereğince ilgili maden ruhsatının işletmesini yapan şirket olduğunu, müvekkil şirketlerin gerekli resmî usulleri tamamlamak suretiyle Sızma kasabasında bulunan “kalker ocağı ve kırma eleme tesisi” için yatırım yaparak işletmeyi düşünürken, eldeki davaya konu tazminatı doğuran idari yargıda iptal davası açıldığını, Konya 2. İdare Mahkemesinin 11.07.2014 tarihli ve 2013/591 E., 2014/771 K. sayılı davasında, davacıların Muhsin Turan ile İdris Eryiğit, davalının Konya Valiliği dava konusunun ise maden ocağı için verilen 15.03.2011 tarihli ve 42-14 sayılı “ÇED Gerekli Değildir” kararının iptali istemine ilişkin olduğunu, müvekkil şirketlerin ilgili davaya müdahale talebinde bulunduklarını, mahkemece, davanın kabulü ile Konya Valiliğinin sözü edilen kararının iptal edildiğini, ancak kararın davalı ve müvekkil şirketler tarafından temyizi üzerine Danıştay 14. Dairesinin 15.10.2015 tarihli ve 2014/7813 E., 2015/7553 K. sayılı kararı ile davanın süresinde açılmadığı gerekçesi ile süre aşımı nedeni ile reddine, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına karar verildiğini, karar düzeltme isteminin de Danıştay 14. Dairesinin 25.02.2016 tarihli ve 2016/1222 E., 2016/1149 K. sayılı kararı ile reddedilerek ilgili kararın kesinleştiğini, müvekkili şirketlerin resmî prosedürlere uygun hareket ederek, ilgili mevzuat gereğince de maden sahasının 25 hektardan az çalışacak olması nedeni ile Konya Valiliği tarafından “ÇED Belgesine Gerek Yoktur” kararı alarak ve bu karara güvenerek yatırımlarına başlamışsa da idari yargıdaki iptal davası süresinde açılmadığı hâlde müvekkilleri aleyhine olacak şekilde karara bağlandığından meydana gelen zarar ve ziyanın tespiti amacıyla Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1420 D. iş sayılı dosyasında uzman bilirkişiler tarafından yapılan tespite göre toplamda 4.608,706TL maliyet ve masraf hesabı yapıldığını, müvekkili şirketler tarafından işbu davanın açılmasından önce zarar tazmini açısından resmî makamlara başvuru yapılmışsa da ilgili makamların mahkeme kararını uyguladıklarını söyleyerek olumsuz cevap verdiklerini, Konya 2. İdare Mahkemesinin verdiği hatalı karar sebebi ile ve yürütmenin durdurulması kararı da verilmediğinden müvekkil şirketlerin maden ve işletme sahasının kapatıldığını, Konya 2. İdare Mahkemesinin ilgili hâkimlerince verilen 11.07.2014 tarihli ve 2013/591 E., 2014/771 K. sayılı haksız ve yanlış karar neticesinde müvekkillerinin zarara uğradıklarını, ilgili hâkimlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46/1-(a), (c), (ç) ve (e) bentleri uyarınca sorumlu olduklarını ileri sürerek, müvekkillerinin uğradıkları zararın tazmini açısından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kısmi dava şeklinde 20.000TL maddi tazminatın ilgili kararın kesinleşerek zararın doğduğu 25.02.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; HMK’nın 46. maddesinde düzenlenen sorumluluk hâllerinin sınırlı ve sayılı durumları ifade ettiğini, somut olayda ilgili sorumluluk koşullarının oluşmadığı, sorumluluğun ispatı bakımından yeterli delil de sunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Özel Daire Kararı:
    6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 09.05.2017 tarihli ve 2016/79 E., 2017/20 K. sayılı kararı ile; “…Dava, hâkimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Hâkimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle sorumlulukları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Yasa"da gösterilen sorumluluk nedenleri örnek niteliğinde olmayıp, sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.
    Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgular; davanın açıkça süre yönünden reddi gerekirken valilik kararının iptali ve bu kararın bozulması nedeniyle arada geçen sürede zarar görülmesidir.
    İdare Mahkemesi dosyasının örnekleri ile sunulan belgeler getirtilmiş ve incelenmiştir.
    Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Yukarıda açıklanan gelişim biçimi itibariyle, hukuki süreç işlemiş; davacılar tarafından da, yargısal yollara başvurulmuştur. Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiç birisi mevcut değildir. Şu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda, para cezasında yeniden değerleme oranında yapılması gereken arttırım miktarı ile dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde tutulmuştur.
    HÜKÜM: Yukarıda gösterilen nedenle;
    1-HMK."nun 46. maddesindeki koşullar oluşmadığından davanın esastan REDDİNE,
    2-HMK."nun 49. maddesine göre takdiren 750,00-TL disiplin para cezasının davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
    3-Alınması gereken 31,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 341,55-TL harçtan düşümü ile kalan 310,15- TL"nin istek halinde davacıya iadesine,
    4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir olunan 3.000,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,...” karar verilmiştir.
    Kararın Temyizi:
    7. Özel Daire kararı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. GEREKÇE
    8. Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    9. HMK’nın 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
    a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
    b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
    c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
    ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
    d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
    e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
    10. Somut olayda HMK"nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat davası açma şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
    11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

    III. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
    Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 20.05.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi