14. Hukuk Dairesi 2019/4948 E. , 2020/3821 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı- karşı davalı vekili tarafından 16/08/2013; davalılar- karşı davacılar vekili tarafından 21/10/2013 tarihlerinde verilen dilekçelerle asıl davada elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; karşı davada tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl dava ve karşı davanın reddine dair verilen 22/05/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince ayrı ayrı istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl dava elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat; karşı dava Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı- karşı davalı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 249 parsel sayılı taşınmaza davalının sera, ağaç ve yapı malzemeleri ile müdahale ettiğini beyan ederek müdahalenin men’ine, ağaçlar, sera ve yapı malzemelerinin kaldırılmasına ve 1.000 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar- karşı davacılar, davanın reddini savunarak, karşı davada Türk Medeni Kanununun 724. ve 725. maddeleri uyarınca taşan kısımda davalılar lehine irtifak hakkı kurulmasına veya taşan kısmın davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiş, davacı-karşı davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 11.12.2017 tarihli, 2015/18962 Esas, 2017/9271 Karar sayılı ilamıyla “Somut olayda, dava konusu taşınmaza taşan kısımda bulunan sera, taşınmazın esaslı ve mütemmim cüzü niteliğinde olmadığından temliken tescil talebinin reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkemece verilen karar bozulmuş, davalı-karşı davacılar vekilinin karar düzeltme isteği reddedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak temliken tescil isteğine ilişkin karşı davanın reddine; asıl davanın reddine yönelik hüküm bozma ilamına konu edilmediğinden asıl davada davacının elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2)Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak temliken tescil isteğinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece verilen ilk karar, temliken tescil isteğinin reddedilmesi gerektiğinden bozulmuş olup, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğini içeren asıl davanın reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının reddedildiğine yönelik bir karar bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle, mahkemece, asıl davanın reddine ilişkin hükmün Dairemizin 11.12.2017 tarihli, 2015/18962 Esas, 2017/9271 Karar sayılı ilamıyla kesinleştiğinden bahisle önceki kararın aynen korunmasına yönelik davacının elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı- karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 18.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.