![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2011/5402
Karar No: 2012/1742
Karar Tarihi: 13.03.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/5402 Esas 2012/1742 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.04.2011 gün ve 625/312 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, miras yoluyla intikal, satın alma ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedenlerine dayanarak 128 ada 22 parselin Hazine üzerindeki tapu kaydının kısmen iptaliyle iptal edilen kısımların adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını, imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılamayacak yerlerden olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve 128 ada 22 parselin Hazine üzerindeki tapu kaydının iptaliyle Fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 21.10.2010 tarihli rapor ve krokideki A, B, C, E, F, I, İ, J, K, L ve M harfleriyle gösterilen bölümlerin davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, Mahkemenin 2009/79 E. ve 1.ASHM"nin 2009/83 Esas sayılı birleşen dosyaları yönünden açılmış bulunan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün kabule ilişkin bölümü, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 128 ada 22 parsel sayılı taşınmaz, 48.670,70 m2 olarak, ham toprak niteliğiyle 24.05.2004 tarihinde Hazine adına tespit görmüş olup, tutanağın itirazsız kesinleşmesiyle 15.03.2007 tarihinde kayıt oluşmuştur.
Mahallinde 15.05.2006 tarihinde yapılan keşif sırasındaki mahkemenin gözlemi, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve keşif sırasında çekilen CD"de yer alan 29 adet fotoğrafa göre, dava konusu taşınmaz bölümlerinin zemininin kayalık ve taşlık olduğu anlaşılmaktadır. Kabul kararı verilen yerlerde taştan yapılmış metruk yapıların bulunduğu görülmektedir.
Bilindiği üzere, kayalık bir yerin imar-ihya ve zilyetlikle kazanılması olanaklı değildir. Böyle bir yere toprak taşınması da imar-ihya kabul edilmemektedir. Ancak, taşlık nitelikli bir yerin emek ve para sarfederek imar-ihyasının yapılması ve imar-ihyanın tamamlanmasından itibaren yirmi yıllık zilyetliğin aralıksız, çekişmesiz tamamlanması halinde TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri uyarınca kazanılması olanaklıdır. Nitekim Dairenin 04.10.1999 tarih ve 1999/6343-7376 Esas ve Karar sayılı ilamı ve HGK.nun 23.02.1995 gün ve 1994/8-873 Esas, 1995/2169 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir. Somut olayda, özellikle keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, imar-ihyadan bahsetmemişler sadece davacıların ev, ahır, samanlık ve fırın yapmak suretiyle tasarruf ettiklerini bildirmişlerdir. Kısmen bahçe olarak tasarruftan söz edilmiş ise de, ziraatçı uzman bilirkişi ve CD"de yer alan fotoğraflardan taşınmazın tarım arazisi niteliğinde tasarruf edilmeye uygun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere ve Dairenin kararlılık kazanmış uygulamalarına göre salt ev, ahır ve samanlık yapmak imar-ihya sayılmaz ve ekonomik anlamda zilyetlikden bahsedilemez.
Hal böyle olunca, kadastrodan ham toprak olarak Hazine adına tespit ve tescil edilen 128 ada 22 parsel sayılı taşınmazın keşifte belirlenen fiili özelliklerine göre kayalık ve taşlık olan zemin durumu ve üzerindeki muhdesatların nitelikleri dikkate alındığında imar-ihyanın tamamlanmadığı ve sürdürülen eylemli durumun ekonomik amaca uygun zilyetlik sayılamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamındaki tüm delillere uygun düşmeyen saiklerle usul ve kanuna aykırı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hükmün kabule ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.