14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/15197 Karar No: 2015/11275 Karar Tarihi: 07.12.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/15197 Esas 2015/11275 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/15197 E. , 2015/11275 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 07/05/2014 NUMARASI : 2013/428-2014/175 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.08.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. (TMK md. 605) Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Mirasçının kendisine yönelik haciz baskısı altında murise ait bir borcu ödemiş olması 4721 sayılı TMK"nın 610/2 maddesinde belirtilen tereke işlemlerine karışma olarak kabul edilemez. Somut olaya gelince; Milas 2. İcra Müdürlüğünün 2011/6713 sayılı icra takip dosyasında alacaklı ... tarafından aralarında davacı ..."in de bulunduğu muris ... mirasçıları aleyhine 1.368,97 TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe konu alacağın davacı ... tarafından kendisine yönelik haciz tehditi altında ödenerek kapatıldığı anlaşılmıştır. Davacının söz konusu borcu kendisine yönelik haciz tehditi ve baskısı altında ödediği dikkate alınarak, yapılan ödemenin tereke işlemlerine karışma olarak nitelendirilemeyeceği gözetilmeden, davacının terekeyi sahiplenme anlamına gelen işleri yaptığı ve bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmesinin TMK"nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı ve hukuk düzenince hakkın kötüye kullanılmasının korunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.