2. Ceza Dairesi 2020/2244 E. , 2020/5252 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Soruşturma aşamasında sanıkların talebi üzerine her iki sanık için baro tarafından atanan Av. ..."ın Cumhuriyet savcılığındaki ifadelerde hazır bulunduğu, sanıkların tutuklanmasının talep edildiği sulh ceza mahkesindeki sorgularda da aynı müdafiinin sanıkların sorgusunda hazır bulunduğu, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik"in 7. maddesi gereğince, iddianamenin kabulü kararı verilmesi ile bu müdafiinin görevinin sona erdiği, kovuşturma aşamasında zorunlu müdafii atanmasını gerektirecek bir durum ve mahkemenin de müdafii atanması yönünde bir talebinin olmadığı, buna rağmen soruşturma aşamasında atanan müdafiinin kovuşturma aşamasında kendiliğinden müdafiiliğe devam ettiği, ancak sanıkların kovuşturma aşamasında Av. ..."ın müdafii olarak duruşmalara katıldığından haberleri olmadığı ve talimat mahkemesinde alınan savunması esnasında sanıkların müdafii talep etmediklerini beyan ettiği gibi CMK"nın 150/2-3. maddesi gereğince de sanıklara zorunlu müdafii atanmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı, her ne kadar sanıklar müdafiinin yüzüne karşı verilen 26.11.2015 tarihli karar Av. ... tarafından temyiz edilmemiş ise de, adı geçen avukatın görevinin iddianamenin kabul kararı ile kendiliğinden sona ermiş olması nedeniyle sanıklar müdafii sıfatıyla hükmü temyize hak ve yetkisi olmadığının anlaşılması karşısında; temyiz süresinin sanıklara kararın tebliğinden itibaren başlaması nedeniyle sanıkların temyiz istemlerinin süresinde olduğu kabul edilerek ve sanık ...’ın adli sicil kaydında bulunan 3 aydan fazla hapis cezasına ilişkin mahkumiyetlerinin ertelemeye engel teşkil ettiği ve sanığın talimatla alınan ifadesinde "lehe olan yasa maddelerinin uygulanmasına" ilişkin isteminin olmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
1-Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; konut dokunulmazlığını bozma suçu birden fazla kişi ile birlikte işlenmesine karşın sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2-Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık ile sanık ... hakkında konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a-15.01.2014 tarihli Olay Yakalama ve Muhafaza Altına Alma Tutanağına göre; olay günü istirahatli olan hırsızlık büro amirliğinde görevli polis memuru ...’in ... Market’in önünde beklediği sırada marketin yan tarafında bulunan ... Sitesinin bahçe duvarından atlayarak sokağa çıkan sanık ...’ü durumundan şüphelenerek yakaladığı ve sanık ...’in yanında bulunan arakadışının bir ikametin balkonundan tırmanarak ikamete girdiğini o esnada arkadaşının ikamet içersinde olduğunu ve kendisinin de dışarıda gözcülük yaptığını beyan etmesi üzerine ekiplere haber verilmesi ile sanık ...’in göstermiş olduğu şikayetçinin ikameti olan ... sitesi etrafında gerekli tedbirler alınarak beklendiği sırada sanık ...’ın şikayetçinin balkonundan bahçe içerisine atladığı ve ekiplerce yapılan kovalama sonucu sanık ...’in yakalandığı ve yapılan üst arasında şikayetçiye ait suça konu eşyaların çıktığı ve polis memuru ...’in kollukta alınan ifadesinde sanık ...’in kaçtığı esnada kendi görüşünden çıkmadığını belirttiği olayda; sanık ...’in kesintisiz bir takibin sonucunda yakalandığının anlaşılması karşısında; eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilerek sanıklar hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK"nın 35/2. maddesinin uygulanması gerektiği halde yazılı şekilde tamamlanmış suçtan hüküm kurularak fazla ceza tayini,
b-Kesintisiz takip sonucu yakalanan sanıkların eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığının anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığının gözetilmemesi,
c-Sanıklar hakında 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi uyarınca hırsızlık suçundan hüküm kurulurken temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi karşısında; aynı Yasa’nın 143/1. maddesi uyarınca artırım yapılırken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden en üst oranda artırım yapılması,
d-16.01.2014 tarihli Takdir-i Kıymet ve Teslim Tutanağı"nda suça konu tesbihin değerinin 50 TL, erkek kol saatinin değerinin 30 TL olduğunun belirtildiği ayrıca şikayetçi kolluk beyanına göre 5 TL de parasının çalındığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; hırsızlık konusunu oluşturan suça tesbih ve erkek kol saati ile 5 TL paranın değerinin az olması nedeniyle sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
e-Oluşa ve dosya kapsamına göre; konut dokunulmazlığını bozma suçu birden fazla kişi ile birlikte işlenmesine karşın sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
f-Sanık ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından, sanığın 16/09/2014 tarihli duruşmada "lehe olan yasa maddelerinin uygulanmasına" ilişkin istemi, sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair 5237 sayılı TCK"nın 50. maddesinin uygulanmasını da kapsadığı halde, sanık ... hakkında bu suçlardan hükmolunan kısa süreli hapis cezalarının seçenek yaptırımlara çevrilmesi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
g-Adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları olan sanık ..."ün 16/09/2014 tarihli duruşmada lehe hükümlerin uygulanması isteğinin, TCK"nın 51. maddesi uyarınca erteleme hükümlerinin uygulanması talebini de içerdiği halde ve sanığın daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması karşısında, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde pişmanlık gösterip göstermediği dikkate alınıp tekrar suç işleyip işlemeyeceği konusunda oluşan kanaat değerlendirilerek cezasının ertelenip ertelenmeyeceğine karar verilmesi gerekirken, herhangi bir gerekçe gösterilmeden, sanık ... hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık ile sanık ... hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçlarından 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 08/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.