Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6405
Karar No: 2016/166
Karar Tarihi: 12.01.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/6405 Esas 2016/166 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/6405 E.  ,  2016/166 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili; müvekkillerinin desteği ..."nin yolcu olarak bulunduğu motosiklete davalı ..."ın kullandığı otomobilin çarpışması sonucu 12.11.2010 tarihinde meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı anne ... ile baba ... için ayrı ayrı 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi; kardeş ... için 20.000 TL manevi tazminatın davalı ... şirketi maddi tazminattan sorumlu olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... şirketi vekili; müvekkilinin poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında temerrüt tarihinden itibaren zarardan sorumlu olacağını öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; maddi tazminat taleplerine ilişkin dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına; davalı sürücünün %100 kusur oranına göre, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı ... ve ... için ayrı ayrı 30.000 TL, ... için 12.000 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    10.04.1992 gün 1991/7-1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hüküm altına alınmamış bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK."nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
    Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise, bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İBK. ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK. m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK.’nun 388. maddesinde (HMK. m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut olayda; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 24.12.2013 tarihli kısa kararda sadece "manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne" denildiği halde, gerekçeli kararda "manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile, davacı ..."nın uğradığı manevi zararın ağırlığı ve kusur oranı gözetilerek 30.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ..."nın uğradığı manevi zararın ağırlığı ve kusur oranı gözetilerek 30.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ..."nın uğradığı manevi zararın ağırlığı ve kusur oranı gözetilerek 12.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan olay tarihi olan 02/01/2011 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine" şeklinde hüküm tesis olunduğu görülmektedir. Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.04.1992 gün ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine, 12/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi