17. Hukuk Dairesi 2014/6369 E. , 2016/160 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkillerinin desteği ..."ın arkasından kovalayan köpekten korkup kaçmak isterken ayağının kayarak davalı ..."ın kullandığı aracın önüne düştüğünü, davalının aracı durduramayarak desteğin üstünden geçmesi nedeniyle hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, asıl davada davalı sürücüden, birleşen davada ise davalı işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından davacı anne ve baba için ayrı ayrı 1.000 TL maddi, 25.000 TL manevi; kardeşler ... ve ... için ayrı ayrı 1.000 TL maddi, 25.000 TL manevi; kardeş ... için 10.000 TL manevi tazminatın davalı ... şirketi maddi tazminattan sorumlu olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili; müvekkilinin poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında temerrüt tarihinden itibaren zarardan sorumlu olacağını öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., kazada kusurunun bulunmadığını, müteveffanın kaçarken ayağının takılıp tekerleğin altına düştüğünü ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; Adli Tıp Kurumu raporu benimsenerek, desteği kovalayan sahipsiz köpeğin sonuç üzerinde asli ve tamamen etkili olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tehlike sorumluluğu; 6098 sayılı TBK."nun 49. maddesinde düzenlenen kusur sorumluluğundaki prensipten farklı olarak "zarar verenin kusuru ile bu zarara sebebiyet vermiş olduğunu ispat" veya tehlikeyi uzaklaştırma prensibinde kabul edilen "zarar görenin, zarara kimin özen görevini ihmal ederek yol açtığını arama" yükümlülüğü olmayan sorumluluk türüdür. (Mustafa Reşit Karahasan, Sorumluluk Hukuku, İstanbul 1995, syf. 469) Tehlike sorumluluğunda soyut özel bir tehlike ile zararın doğmasına sebebiyet veren bu zararı tazmin ile yükümlü tutulmuştur. Bir başka anlatımla, tehlike sorumluluğunun oluşması için zarar ve illiyet bağı yeterli olmakta, zarar verenin kusuru aranmamaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile kural olarak araç işletenin sorumluluğu "tehlike sorumluluğu" olarak kabul edilmiştir. KTK."nun 85/1 maddesi; sorumluluğu, aracın işletilmesine dayalı tehlike sorumluluğu olarak düzenlediğinden, işleten veya araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi kusurlu olsa bile kusur ilkesine göre değil, tehlike ilkesine göre sorumlu olacaklardır. Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davalı sürücünün yerleşim içinde 57 km/s hızla gittiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davalı işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı yönünden tehlike sorumluluğu hükümleri ile davalı sürücünün hız nedeniyle kusur durumu da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 12/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.