8. Hukuk Dairesi 2011/3749 E. , 2012/1722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı
Nejla Dalgın ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne dair Küçükçekmece 1.Aile Mahkemesinden verilen 30.12.2010 gün ve 1300/1675 sayılı hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş ise de; duruşma isteminin gider olmadığından reddine karar verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, tarafların 1974 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde alınan Çorlu İlçesi Marmaracık Köyünde bulunan (127 ada 3 parsel) taşınmazın vekil edeni tarafından alınarak davalı adına tescil edildiğini, taşınmazın edinilmiş mal niteliğinde olup üzerinde 1/2 oranında katılma alacağı bulunduğunu açıklayarak mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 1/2 katılma alacağının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş, harcını yatırmak suretiyle verdiği 25.11.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle taşınmazın değeri dikkate alınarak 59.000 TL katılma alacağının en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın yersiz olduğunu, davacının taşınmazın alınmasına ve iyileştirilmesine bir katkısı bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın alınmasına davalının diğer taşınmazlar ve kira gelirleriyle 2/3 oranında katkıda bulunduğu artık değerin ise 1/3 oranında olduğu görüşünden hareketle davanın kısmen kabulüne, taşınmazın sürüm değeri üzerinden belirlenen ve artık değerin yarısına tekabül eden 20.000 TL"nın ıslah tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelere göre; taraflar 07.02.1974 tarihinde evlenmiş, 13.06.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 02.12.2009 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Başka mal rejimi seçilmediğinden (4722 s.K.m.10) taraflar arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açılma tarihine kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. İleri sürülüş biçimine göre dava; katılma alacağı isteğine ilişkin bulunmaktadır. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de,verilen karar ve hesaplama yöntemi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak hüküm kurulması gerekir.
Dava konusu taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 27.10.2007 tarihinde üçüncü kişiden satın alma yoluyla davalı adına tescil edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde alınan, edinilmiş mal niteliğinde mi yoksa davalının kişisel malvarlığından elde ettiği gelirle mi edinildiği konularında toplanmaktadır. Yargılama sırasında dinlenen taraf tanıkları, davacının ev kadını olup geliri bulunmadığını, davalının emekli maaşı ve Ambarlı’daki taşınmazlarından elde ettiği aylık 1500 TL geliri bulunduğunu bildirmeleri üzerine, mahkemece davalının 2/3 oranında katkı sağladığı, kalan 1/3 payın ise artık değer olduğu kabul edilerek yazılı şekilde davacının katılma alacağı belirlenmiştir. TMK.nun 219. maddesinde nelerin edinilmiş mal ve değerler olduğu açıklanmıştır. Anılan maddenin 2. bendinde, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, 4.bendinde ise kişisel mallarının gelirlerinin edinilmiş mal niteliğinde olduğu açıklanmıştır. Bu açıklamalara göre, TMK.nun 219/4, 221/2. maddeleri uyarınca kişisel malların geliri de aksine sözleşme yapılmadığı sürece edinilmiş mal olup davalının emekli maaşı ile kira gelirlerinin kişisel mal kabul edilerek davalı katkısının % 2/3 olarak kabul edilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, eklenecek değerlerden (TMK.nun 229 m.) ve denkleştirmeden (TMK.nun 230 m.) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere davalının edinilmiş malı olan taşınmazın (TMK.nun 219 m.) değerinden bu mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.nun 231 m.) yarısı üzerinden (TMK.nun 236/1 m.) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak davacının katılma alacağının saptanması gerekmektedir. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar bu durumları ile tasfiyeye konu edilir (TMK.nun 231/1 m.) Söz konusu mal varlıklarının devredilmesi durumunda ise devredildiği tarih esas alınarak hesaplama yapılır (TMK.nun 235/son m.).
Dava; mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkin olup TMK.nun 232 ve 235/1 maddelerine göre mal varlıklarının tasfiye anındaki sürüm değerleri gözönünde bulundurulur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihi olarak kabul edilmektedir. Mahkemece, karar tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken alacağa ıslah tarihinden geçerli olarak yasal faiz yürütülmesi doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu yön bozma nedeni yapılmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve kanuna aykırı yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 12.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.