Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3807
Karar No: 2022/6421
Karar Tarihi: 28.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3807 Esas 2022/6421 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/3807 E.  ,  2022/6421 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16.03.2021 tarih ve 2020/443 E. - 2021/261 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; davalının satın alma elemanı ...'ün "2r Satış Stok Durumu hakkında mailinde" belirtmiş olduğu alacak kalemleri kadar alacaklı olduklarını, bunların icra takibine konulduğunu, davalının itirazında belirttiği sözleşmeden davacı şirketin halihazır yetkilisi tarafından imzalanmadığını, böyle bir sözleşmeden de haberdar olmadığını, eğer böyle bir sözleşme varsa ağır maddeler içerdiğinden gabin nedeni ile batıl olduğu, şirketin 29.07.2013 tarihinde devralındığını, bu protokolde davalının bahsettiği sözleşmenin olmadığını, davalının daha sonra kendilerinden mal almayacaklarını açıkladığını, kendilerinin davalı olduğu şirketlerden mal tedarik ettiğini, davalının devirden sonra %90 oranında ürün almadığını, dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, halihazırdaki sözleşmeden davacının yetkilisinin taraf olmadığını, davalının stoklarında davacıya ait ürünlerin tüketildiğini düşündüklerini, davalının takipten sonra ödemelerde bulunduğunu yazarak itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davacı ile yapılan tedarikçi sözleşmesine göre Sat-Öde prensibine göre ödemelerin yapılacağının kararlaştırıldığını, ay içinde satılan ürünlerin ödemesinin satıldığı ayın son günü vade kabul edilip bu tarihten itibaren 45 gün sonra ödemesinin yapıldığını, faturaların vadelendirmeye esas teşkil etmediği, sözleşmede de bir alım taahhüdünün olmadığını, buna rağmen davacının sözleşmeyi 6.3.2015 tarihinde feshettiğini bildirdiğini, kendilerinin keşide ettiği karşı ihtarname ile de fesih arzusunda ise satılmayan 196.031,00 TL tutarındaki ürünlerin iade alınmasının istendiğini, davacının mallarını iade almadığı gibi icra takibine geçtiğini, sözleşmenin 4.2. maddesine göre davalının satışlarının istenildiği gibi olmayan ürünleri iade masrafı davacıya ait olmak üzere iade etme, bedellerini rayiç bedel üzerinden fatura etme hakkına sahip olduğunu, 4.4. maddesinde de davalı tarafından 30 gün içinde alınmayan ürünlerin mülkiyetinin davalıya geçeceğinin kararlaştırıldığını, malların mülkiyetinin davalıya geçtiğini ancak iyiniyetli olarak tahakkuk eden satış bedellerinin takipten sonra ödendiğini, benzer davaların mahkemelerce reddedilip Yargıtay tarafından da onandığını, istemin reddini ve kötüniyet tazminatı talep etmiştir.
    Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan ayrgılama sonucunda; iade alınmayan malların mülkiyetinin davalıya geçmiş olduğunun kabul edilemeyeceği, bozma öncesi alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere dava tarihinden sonra yapılan ödeme miktarının 71.354,49 TL olduğu, ne var ki dava dilekçesinde belirtilen miktarın 70.936,00 TL olduğu görülmekle BK m. 100 gereği takipten sonra yapılan ödemelerin öncelikte faiz ve masraflardan düşülmesi gerektiği, yapılan ödeme bakımından takibin icra masrafı, vekalet ücreti ve takip harcı yönünden devamının gerektiği, bakiye 418,49 TL'nin tespit edilecek icra masrafı, vekalet ücreti ve takip harcından mahsubu gerektiği, dava tarihi itibari ile davacı tarafın davalı taraftan 183.555,72 TL alacaklı olduğu dikkate alınarak takibin bu miktar üzerinden devamının gerektiği, her ne kadar bozma öncesi alınan bilirkişi raporu ile dava tarihinden sonra yapılan ödemenin 85.653,77 TL olduğu tespit edilmiş ise de, kısa kararda sehven dava tarihinden sonra yapılan ödemenin 97.901,95 TL olarak belirtiltildiği görülmüş ise de, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratmamak adına düzeltme yoluna gidilmediği, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin hükmün infazı aşamasında dikkate alınması gerektiği, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebi yönünden ise, alacağın varlığı yapılan yargılama ile tespit edildiğinden, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı tarafın Bakırköy 10. İcra Müdürlüğü'nün 2015/4651 E. sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan 70.936,00 TL yönünden takibin icra masrafı, takip harcı ve icra vekalet ücreti yönünden devamına, fazla ödenen 418,49 TL'nin mahsubuna, takibin 183.555,72 TL asıl alacak üzerinden devamına, dava tarihinden sonra yapılan 97.901,95 TL'nin infaz aşamasında dikkate alınmasına, tahsilde tekerrüre yer verilmemesine, fazlaya ilişkin istemin reddine ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    1- 6098 sayılı TBK 183 maddesinde “kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının, borçlu rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği”, Yasa’nın 189. maddesinde de “alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik hakları ve bağlı hakların da devralana geçeceği” düzenlenmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı, eldeki davaya konu borcun 146.218,44 TL’ni yargılama sırasında 11.07.2016 tarihinde İzbel Petrol Taşımacılık İnş. Oto. Gıda Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne temlik etmesine rağmen, temlikname hükümlerinin gözardı edilmesi suretiyle açıklanan Yasa hükümlerine aykırı şekilde temlik eden lehine hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
    2- Temliknameden sonra, temellük eden ile davalı arasında 05.12.2017 tarihli uzlaşma protokolü düzenlenmiş olup, protokol hükümlerinin gözardı edilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması dahi isabetli değildir.
    3- (1) ve (2) nolu bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı lehine BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi