Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10212
Karar No: 2016/13873
Karar Tarihi: 09.05.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/10212 Esas 2016/13873 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/10212 E.  ,  2016/13873 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 12.04.2004"te işe başladığını, resmi olarak 30.05.2012"de çıkışının verildiğini, ancak 25.09.2012"ye kadar çalıştığını, davacının 2005 yılı Ocak ayından itibaren nöbetleşe gece bekçiliği yaptığını, ödenmemiş çalışma işçilik alacaklarının bulunduğunu, en son net 800,00 TL ücret aldığını beyan ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, bayram tatili, hafta tatili ve yıllık izin alacağının işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, işçilik alacaklarına zamanaşımı yönünden itiraz ettiklerini, davacının kesintili olarak çalıştığını, davacının hastanede yatarak 30.04.2008"de kendi isteğiyle işten ayrıldığını, bu çalışmasına tüm alacaklarını aldığını kendi el yazısı ile yazıp imzalamak sureti ile şirketi ibra ettiğini, hastanedeki tedavisi ve ailevi problemlerini çözdükten sonra şirketten tekrar iş istediğini ve 27.05.2008"de yeniden işe başladığını, 30.05.2012"de emeklilik sebebiyle işten ayrıldığını, bu döneme ilişkin olarak kıdem tazminatı bordrosu yapıldığını ve davacı tarafından imzalandığını ancak kıdem tazminatında belirtilen 3.534,00 TL"nin davacı tarafından alınmadığını, davacının fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ve hafta sonu çalışması olmadığını, olduğu aylarda da davacının imzasını taşıyan maaş bordrolarında görüldüğü şekilde ödeme yapıldığını, davacının her iki çalışma döneminde de işvereni ibra ettiğini, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde işveren tarafından işten çıkarıldığı dosya kapsamına göre kabul edilmiş, fazla mesai yapıldığının, hafta sonu ve milli bayram ücreti talepleri yönünden çalışmanın ispat edildiği, yıllık ücretli izin alacağının kısmen ispat edildiği kanaati ile davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya kapsamına göre, davacının davalı işyerindeki çalışma süresi, çalışması boyunca kesinti olup olmadığı, oldu ise bunun sebebi ve niteliği uyuşmazlık konusudur.
Öncelikle dosya içeriğinin incelenmesinden davacıya ait hizmet döküm özetinin, işe giriş-çıkış bildirgelerinin ve çalıştığı işyerleri tescil kayıtlarının kurumdan temin edilmek suretiyle getirtilmediği, işveren tarafından sunulmuş bir takım evraklara göre inceleme yapıldığı anlaşılmakla sayılan evrakların iligili Sosyal Güvenlik Kurumu Müdürlüğünden istenerek dosyaya kazandırılması gereklidir.
Davacı, davalı işyerinde 12.04.2004-25.09.2012 tarihleri arasında kesintisiz şekilde çalıştığını, 30.05.2012 tarihinde emeklilik başvurusu esnasında işveren tarafından çıkışı verilse de sonrasında 25.09.2012 tarihine kadar çalıştığını iddia etmektedir. Davalı işveren ise davacının ilk olarak, ailevi ve sağlık problemleri dolayısıyla 30.04.2008 tarihinde kendi isteğiyle işten ayrıldığını, bu döneme ilişkin tazminatlarının imzası karşılığında kendisine ödendiğini, sonrasında tekrar işe girmek istediğini bildirmesi sebebiyle 27.05.2008 tarihindede yeniden işe alındığını, 30.05.2012 tarihinde ise emeklilik sebebiyle işten ayrıldığını, bordrosunu imzalamadığından bu dönemin kıdem tazminatının kendisine ödenemediğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan değerlendirmede, davacının davalı işyerindeki çalışmasının kesintisiz olduğu kabulü doğru yapılmış ise de işveren tarafından çıkarıldığı kabulüne göre hüküm kurulması hatalı olmuştur. Dosya kapsamına göre, davacının 30.04.2008 tarihi öncesi ve 27.05.2008 tarihi sonrasında davalı işyerinde geçen sigortalı çalışmalarının birbiri ile kesintisiz nitelikte olduğu ve 30.05.2012 tarihinde emeklilik sebebiyle davacı işçi tarafından iş sözleşmesinin feshedildiğinin kabulü gerekecektir. Her ne kadar 30.05.2012 tarihinden sonra da çalışmanın devam ettiği ve ücretinin bankaya yatırıldığı davacı tarafından ileri sürülse de iddia edilen süre sonunda, 25.09.2012 tarihinde herhangi bir haklı fesih durumu davacı tarafından ispat edilememekle 30.05.2012 tarihindeki emeklilik sebebiyle fesih hali tazminat taleplerinin değerlendirilmesi bakımından esas alınmalıdır.
Buna göre; davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından davalı işyerinde geçen çalışma süresi tespit edilerek, çalışmanın 30.05.2012 tarihinde emeklilik sebebiyle sonlandırıldığı kabulü ile tüm çalışma süresi bakımından hesaplanacak kıdem tazminatının davacıya ödenmesi, ihbar tazminatı talebinin ise reddi gerekir. Davalı işveren tarafından 12.04.2004-30.04.2008 tarihine ilişkin olduğu belirtilen ve davacının imzasını taşıyan ödeme belgesindeki kıdem ve ihbar tazminatı miktarları ise kanuni faiziyle birlikte, hesaplanacak kıdem tazminatı miktarından mahsup edilerek sonuca gidilmesi gerekli iken hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma sebebidir.
3-Davacı tarafça dosyaya sunulan 20.10.2014 tarihli ıslah dilekçesinde, hem birinci hem de altıncı istem maddesinde, kıdem tazminatı olarak farklı miktarların bildirildiği, konu hakkında mahkemece davacı tarafa açıklatma yaptırılmadan hüküm kurulması hatalı olup ıslahla artırılan miktarın davacı vekiline açıklattırılması gerekmektedir.
4-Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun ....... tarihli ve ......./... esas, ....../... karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.
Somut olayda, mahkeme kararının gerekçesine göre davacının iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle sona erdirdiğinin kabul edildiği belirtilse de hüküm fıkrasında ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş olması gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturmuş ve hükmün bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
5-Davacı tarafın fazla mesai, bayram tatili, hafta tatili ücret alacağı talepleri, mahkemece 26.05.2014 tarihli ek bilirkişi raporu içeriğine göre hüküm altına alındığı belirtilse de belirtilen rapor hüküm kurmaya elverişli, denetlemeye uygun nitelikte değildir. Belirtilen raporda fazla mesai, bayram tatili, hafta tatili ücret alacakları bakımından 28.01.2014 tarihli rapordaki değerlendirmelerin geçerli olduğu belirtilmiştir. Belirtilen raporda da fazla mesai çalışma süresinin ne şekilde tespit edildiği, bekçi olarak çalışıldığı belirtilen dönem bakımından gece çalışmasının ne şekilde kabul edildiği, yedibuçuk saati aşan çalışma sürelerinin nasıl belirlendiği, hesaplanan ve mahsup edilen genel tatil çalışmalarının hangileri olduğu, hafta tatili günleri belirlenmesi, hesaplama miktar ve ücretleri bakımından herhangi bir açıklık bulunmamakla hüküm kurmaya yeterli değildir. Bu sebeple mahkemece talepler hakkında açık, anlaşılır ve denetlemeye imkan veren nitelikte bir bilirkişi raporu temin edilmeden yetersiz gerekçe ile hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozma sebebi yapılmıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi