Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/5979 Esas 2016/238 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5979
Karar No: 2016/238
Karar Tarihi: 12.01.2016

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/5979 Esas 2016/238 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava dilekçesinde, evlat edinmede anne ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkeme kararı, evlat edinmede anne ve babanın rızasının aranması gerektiğini ve savunma hakkının kullanılması için duruşma yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Kanun maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun evlat edinme ile ilgili hükümleri
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 316. ve 428. maddeleri (duruşma yapılması gerektiği ve hükümlerin bozulabileceği)
- T.C. Anayasası'nın 36. maddesi (savunma hakkı)
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesi (adil yargılama hakkı)
18. Hukuk Dairesi         2015/5979 E.  ,  2016/238 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

    Dava dilekçesinde, evlat edinmede anne ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı Bakanlık vekili dava dilekçesinde, küçüğün evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağını, ancak ana ve babanın rızasının eksik olduğunu ileri sürerek, evlat edinmede anne ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece duruşma açılmadan dosya üzerinden dava reddedilmiştir.
    Basit yargılama usulüne tabi dava ve işler, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 316. maddesinde sayılmış olup, evlat edinmede anne ve babanın rızasının aranmamasına ilişkin davalar bu kapsamda bulunmamaktadır. Dava, çekişmesiz yargı işlerinden de değildir. Türk Medeni Kanununun evlat edinmeye ilişkin hükümlerinde de bu yönde hüküm bulunmadığından yazılı yargılama usulü uygulanmalıdır.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki; duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir. Başka bir anlatımla, ancak hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebilir. Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez.
    Bilindiği üzere Hukuk Muhakemeleri Kanununun hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını ve ispat hakkını da içerir.
    Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasa"nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur.
    Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C.Anayasası’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK.nun 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
    Davada, Türk Medeni Kanununun 311"nci maddesinde yer alan sebeplerle ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesi talep edildiğine göre, yukarıda yer verilen hükümler gereğince duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılması gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.