Hukuk Genel Kurulu 2018/627 E. , 2021/594 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı dava dilekçesinde; merkezi Konya"da bulunan Sayha Holding A.Ş."ye 1998 ve 2001 yıllarında toplam olarak 237.627 Alman Markı yatırdığını, karşılığında hisse senedi adı altında belge ve tahsilat makbuzları verildiğini, daha sonra yaptığı araştırmalar sonucu bu şirketin izinsiz halka arz faaliyetinde bulunduğunu ve yasal olmayan yollardan para topladığını öğrendiğini, paranın iadesi için şirket yönetici ve yetkililerine defalarca yapmış olduğu başvuruların sonuçsuz kaldığını, dolandırıldığını anlayınca şirket sorumluları hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, şirket yetkilileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, karara karşı yapmış olduğu itirazın Karaman Ağır Ceza Mahkemesince reddedildiğini, bunun üzerine idare mahkemesinde tazminat davası açtığını, bu davanın da reddine dair kararın Danıştay 10. Dairesince onandığını, karar düzeltme isteminin de reddedildiğini, bu süreçte maddi ve manevi açılardan zarar gördüğünü belirterek 237.627 Alman Markı karşılığı Türk Lirası maddi tazminat ile 10.000TL manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesinde belirtilen koşulların mevcut olmadığını, HMK’nın 48. maddesine göre dayanılan sorumluluk nedenlerine ilişkin delillerin açıkça belirtilmediği gibi sorumluluğu ispata yarayacak yeterli delilin de sunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Özel Daire Kararı:
6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 05.12.2017 tarihli ve 2016/22 E., 2017/44 K. sayılı kararı ile; “..Dava, hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İhbar olunan Cumhuriyet savcısı ... hakkında tefrik kararı verilerek sonuçta görevsizlik kararı verilmiştir.
Hakimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle sorumlulukları, HMK"nun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Kanunda gösterilen sorumluluk nedenleri örnek niteliğinde olmayıp sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.
Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgular; gereği gibi araştırma ve soruşturma yapılmadan takipsizlik kararı verilmesi, hizmet kusuruna dayalı idari yargıda açtığı davaların reddedilip kesinleşmesi ve yargılamanın çok uzun sürmesidir.
Konya 1. İdare Mahkemesi"nin dosya örnekleri getirtilerek incelenmiş, soruşturma dosyasının celbi için Konya Cumhuriyet Başsavcılığı"na yazılan yazıya verilen cevapta dosyaların Adalet Bakanlığı Arşiv Ayıklama Komisyonu kararı gereği SE-KA"ya gönderildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Davacının iddiası ve olayların gelişim biçimi itibariyle, hukuki süreç işlemiş; davacı tarafından da, yargısal yollara başvurulmuştur. Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiç birisi mevcut değildir. Şu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda, dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde tutulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gösterilen nedenle;
1-HMK."nun 46. maddesindeki şartlar oluşmadığından davanın esastan REDDİNE,
2-HMK."nun 49. maddesine göre takdiren 500,00-TL disiplin para cezasının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Alınması gerekli 31,40-TL maktu harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir olunan 3.000,00.-TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine...” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi:
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. HMK’nın 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda HMK"nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat davası açma şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA, 20.05.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.