Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7703
Karar No: 2012/1709
Karar Tarihi: 12.03.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7703 Esas 2012/1709 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/7703 E.  ,  2012/1709 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.04.2010 gün ve 56/134 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacılar vekili dava dilekçesinde; vekil edenlerinin muris ...’nın mirasçıları olduklarını, 2048 sayılı parselin miras bırakan ...’in babası ...’dan, 2049 sayılı parselin ise...’in babaannesi miras bırakan Şerife Kalfa’dan kaldığını, her iki taşınmazın vekil edenlerinin miras bırakanı ... tarafından 100.000 TL bedelle adı geçenlerden satın alındığını, davalıların ...ya ait taşınmazın tapusunu vermeyi kabul ederlerken babalarından kalan taşınmazın tapusunu vermeye yanaşmadıklarını, bu nedenle davayı açmak zorunda kaldıklarını açıklayarak, öncelikle 2048 ve 2049 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edenleri adına Tapuya kayıt ve tesciline, bu kabul edilmezse murisin 1976 yılında ödediği bedelin altın değeri dikkate alınarak güncelleştirilmesi yapılarak vekil edenlerine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, 28.10.2009 tarihli dilekçesinde, 20.05.1976 tarihli satış senedi altındaki imzanın vekil edenine ait olmadığını ve sahte olduğunu bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... 10.11.2009 tarihli yargılama oturumunda, senetteki imzanın kendisine ait olduğunu, 2049 sayılı parseldeki payını sattığını, ancak 2048 sayılı parselde bulunan miras payını kimseye satmadığını, davalı ... keşifte, 2048 sayılı parseldeki payını sattığını, ancak 2049 parseldeki miras payını satmadığını, senet altındaki imzanın kendilerine ait olduğunu bildirmişlerdir.
    Davalı ..., taşınmazlardaki miras paylarını satmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, “…davalı ...’ın satış sözleşmesindeki parmak izinin Adli Tıp raporuyla kendisine ait olmadığının anlaşıldığı, ...’ın sözleşmedeki imzasını inkar ettiği, sözleşme aslının sunulmaması nedeniyle incelemenin yapılmadığı, bu bakımdan ...’nin beyanlarına değer verildiği, ... ve ...’nın sözleşme fotokopisindeki imzanın kendilerine ait olduğunu kabul ettikleri, ancak sözleşme kapsamının doğru olmadığını açıkladıkları…” gerekçesiyle tüm davalılar bakımından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, kadastro tapuları oluştuktan sonra yapılan 20.05.1976 tarihli sözleşme gibi hukuki sebeplere dayalı olarak açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Dosya arasında bulunan ve itiraza uğramayan Uşak Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.02.1994 tarih ve 1992/189 Esas, 1994/209 Karar sayılı kararı ile davacıların miras bırakanı ... tarafından 29.01.1992 tarihinde Sadık, ... ve ... ile .....) ve ...’a karşı 2048 ve 2049 sayılı parsellerle ilgili olarak tapu iptali ve tescil davasını açtığı, davanın redle sonuçlandığı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17.04.1995 tarih ve 1994/5343 Esas, 1995/4201 Karar sayılı ilamıyla ... açısından red kararının onanmasına, diğer davalılara karşı açılan davanın ise, işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma sevk edildiği anlaşılmıştır. Bozma sonrası Uşak Sulh Hukuk Mahkemesinin 1995/1339 Esas ve 1995/2322 Karar sayılı kararıyla ... dışındaki davalılara karşı açılan davanın HUMK.nun 409. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Anılan Sulh Hukuk Mahkemesine ait dosyaların getirtilmesi için temyiz dosyasının geri çevrildiği, ancak Uşak 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.07.2010 tarih ve 2010/78 muh. numaralı yazılarına göre, söz konusu dosyaların Arşiv Yönetmeliği gereği imha edildiğinin bildirildiği görülmüştür. ... açısından verilen red kararı yukarıda esas ve numarası verilen Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin ilamıyla onandığı ve kesinleştiği anlaşıldığına göre, ...’ye karşı açılan eldeki dava bakımından davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından, ...’yle ilgili hüküm fıkrasının bu nedenle ONANMASINA,
    Davacılar vekilinin davalı ..., Sadık ve ...’ya yönelik temyiz itirazlarına gelince; davalılardan Sadık ve ... yukarıda açıklandığı gibi, sırasıyla 2048 ve 2049 nolu parsellerdeki miras paylarını sattıklarını ve 20.05.1976 tarihli sözleşme altındaki imzaların kendilerine ait olduğunu, ancak yine sırasıyla 2049 ve 2048 parsellerdeki paylarını vermediklerini açıkladıklarına göre, mahkemece bu yönler üzerinde durulması, imza inkar edilmediğinden, senet kapsamının diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi ve bunlar açısından elde edilecek bilgiler çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği halde bunlar açısından da davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı ...’ye karşı açılan dava bakımından yapılan incelemede, davalı 20.05.1976 tarihli senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ve sahte olduğunu ileri sürmüştür. Bu durum karşısında taraflardan senet aslının temin edilmesi, oturarak ve ayakta yazı, rakam ve imza örneklerinin alınması, resmi kurumlardan ...’nin imza atabildiği belgeler getirtilerek dosya arasına konulması, dosyanın tomarıyla birlikte Adli Tıp Kurumuna gönderilerek imza, rakam ve yazı karşılaştırması yapılarak senet altındaki imzanın ... Yavaş’ın el mahsülü olup olmadığı konusunda rapor alınması, senet aslının bulunmaması ya da fotokopi örneğine göre Adli Tıp Kurumunca imzanın kime ait olduğunun belirlenememesi durumunda davacılar vekilinin dava dilekçesinde “sair delail” demek suretiyle yemin deliline de dayandığının kabulüyle bu konuda davacı tarafın yemin teklifi hakkını kullanıp kullanmayacağı, davalı ...’nin yemin teklifini kabul edip etmeyeceği yönü üzerinde durulması, teklif ve kabul halinde yöntemine uygun bir biçimde yeminin yaptırılması ve hasıl olacak sonuca göre ...’ye karşı açılan dava bakımından bir karar verilmesi düşünülmelidir. Bu yönde hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Bundan ayrı, tapu iptali ve tescil davası reddedildiğine göre, ikinci kademe dava niteliğinde bulunan bedel konusunda da mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırıdır.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine12.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi