Esas No: 2021/1887
Karar No: 2022/6427
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1887 Esas 2022/6427 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1887 E. , 2022/6427 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43.HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.12.2018 tarih ve 2016/1164 E- 2018/1246 K. sayılı kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.12.2020 tarih ve 2020/485 E- 2020/481 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirketin %11,99 hissesine sahip ortağı olduğunu, davalı şirketin dava konusu 05.09.2016 tarihli Olağanüstü Genel Kurulda karara bağlanan 2 nolu sermaye artırımına ilişkin kararın kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğundan iptali gerektiğini, kararın müvekkilinin rüçhan hakkının ihlali olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulunun genel kurul tarafından sermaye artırımı kararı alınmadan önce sermaye artırımı kararını yönetim kurulu sıfatıyla alarak yetkisini aştığını, tadil taslağında peşin alıcının belirlendiğini, yeni pay alma hakkını kullanabilme esasları belirsiz olduğundan yeni paylardan hissesine oranla karşılık gelen kısımların alınamadığını, sermaye artırımının öncelikle şirkette mevcut fonlardan karşılanmasının kanunen zorunlu olduğunu, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla dış kaynaklardan sermaye artırılamayacağını ileri sürerek kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şirket ortaklarından Yurtiçi İnşaat.. A.Ş.’den 25.090.000.-TL sermaye avansı alındığını, sermaye artırımının da şirket ortağından alınan bu sermaye avans tutarı kadar yapıldığını, iç kaynaklardan sermaye artırımı yapılması işlemlerinde sermaye avansları, iç kaynak olarak kabul edilip, sermayeye ekleme işlemine tabi tutulduğunu, dolayısıyla ortağın sermaye avansı olarak verdiği paranın şirket açısından borç olmadığını, bunun bir özvarlık kalemi olduğunun sabit olduğunu, sermaye avansı sermayeye ilave edildiğinde bu kez sermaye adı altında özvarlık unsuru niteliğini korumaya devam ettiğini, sermaye avansı olarak alınan bu tutarla da şirket borçlarının ödendiğini, sermaye artırımı ile ilgili kanuni süreçlerin ve ilanların usulüne uygun olarak yerine getirildiğini, davacının rüçhan hakkını kullanmasına engel olunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, Mef Okulları ve Özel Eğitim Hizmetleri A.Ş.'nin sermaye artırımının dış kaynaklı bir sermaye artırımı şeklinde icra edilmiş olduğu ancak iç kaynaklı sermaye artırımı gibi gösterilmiş olduğunun tespit olunduğu, dava dışı şirket tarafından davalı şirkete yapılan ödemeden karşılanması ön görülmek suretiyle şirkette pay sahibi olan ortakların ve bu arada azlık pay sahibi konumundaki davacının müktesep hakları olan rüçhan haklarını kullanmalarının kısıtlanarak rüçhan hakkı kullanımı da engellenmek suretiyle payının % 3,42'ye düşürüldüğü gerekçesiyle dava konusu genel kurul kararının 2 no'lu kararının iptaline karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına ve özellikle sermaye avansı olarak bilançoya konulmuş olan meblağın TTK 462/1 maddesinde öngörülen nitelikte bir yedek akçe veyahut fon niteliğinde olmamasına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 28.09.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.