17. Hukuk Dairesi 2015/8556 E. , 2016/132 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkiline ait araca 03/12/2006 tarihinde davalıların sürücüsü ve maliki olduğu traktörün çarpması sonucu araçta oluşan ve tespit dosyasıyla tespit edilen 500 TL değer kaybı, 1,194 TL parça masrafı, 960 TL işçilik masrafı olarak toplam 2.654,00 TL zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin maliki olduğu aracı ..."in kendisinin haberi olmadan kullandığını, kaza tarihinde yurt içinde dahi olmadığını, sorumluluğunun olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, 650,00 TL alacak miktarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK.nin 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK.nin 294-297.maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK.nin 297/2. maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda; 13/01/2015 tarihli son celsede davanın kısmen kabulüne karar verilmekle yetinilmiş, gerekçeli kararda ise davanın kısmen kabulü ile, 650,00 TL alacak miktarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İlgili kanun maddelerine aykırı olan ve bir hükmün taşıması gereken özellikleri taşımayan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.