3. Hukuk Dairesi 2013/6141 E. , 2013/8043 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili ile davalı evli iken ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/355 E.sayılı dosyası ile boşandıklarını, ancak kararın henüz kesinleşmediğini, evlilik birliği sırasında, davacının davalı eşi ve ailesinden dayak yiyerek eşi tarafından kendisi ve ailesinin ölümle tehdit edildiğini ve evden ayrılmak zorunda bırakıldığını, ertesi gün ailesi ve birkaç aile dostlarının müşterek haneye gelerek kendisini almaları ile de evden ayrıldığını, müvekkilinin evden ayırılır iken hiçbir ziynet eşyasını yanına almadığını, zira bu ziynet eşyalarının tümünün ... Bank ... Şubesinde tarafların ortak olarak kiraladıkları bir kasada olup müvekkilinin evden ayrılmak zorunda bırakıldığı günün ertesi günü sabah davalı ..."nun bu kasa hesabını kapattığı, boşanma dosyası içersinde bu durumun tespit edildiğini, müvekkilinin çeyiz eşyası olarak getirdiği hiçbir eşyasını da alamadığı, evden ayrılır iken yanına aldığı eşya olarak getirdiği hiçbir eşyasını da alamadığı, tüm eşyaların ve müşterek çocuklarının kıyafetlerinin müşterek hanede kaldığını, bu nedenle davalının uhdesinde bulunan ziynet eşyaları ve çeyiz eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedellerinin davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, daha önceki dönemlerde de, davacı ile ayrılıklar yaşadıklarını, davacının her evden gidişinde bir takım eşyaları götürdüğünü, talep ettiği eşyaların bir kısmının da kendileri tarafından alındığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, mahkeme kararının hüküm fıkrasında, hangi eşyaların ve ziynetlerin iade edildiği bildirilmeden, sadece bedellerinin tahsiline demekle yetinilmiştir.
Mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında, açık ve tereddüde yol açmayacak şekilde infazı kabil karar vermesi gerekir.(HUMK. md. 388- HMK. md. 297). Davacı dilekçesinde, öncelikle eşyaların aynen iadesini talep etmiş bulunduğundan dolayı, mahkemece bu konuda bir karar verilmeden ve eşyaların tür ve nitelikleri de açıklanmadan, infazı mümkün olmayan bir karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Diğer yandan; HMK’nun 266. maddesi uyarınca "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir; hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez." Diğer yandan görüşüne başvurulan bilirkişinin konusunda ehil olması gerekir.
Somut olayda, davacının evlenirken getirdiğini iddia ettiği çehiz eşyalarının bedelinin tespiti yönünden, mahkeme yazı işleri müdürü bilirkişi olarak seçilmiştir. Yazı işleri müdürü, bu konuda rapor düzenlemeye ehil bulunmadığından, bu kişinin raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kaldı ki; iadesine karar verilecek olan çeyiz eşyalarının 2.el değerine hükmedilmesi gerekirken, bu durumun dikkate alınmamış olması da doğru değildir.
Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.