18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/6205 Karar No: 2016/236 Karar Tarihi: 12.01.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/6205 Esas 2016/236 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir anne tarafından gerçek babanın tespiti için açılmıştır. Mahkeme, davanın küçük için kayyım tayin ettirilmeden ve Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye ihbarı sağlanmadan karara bağlandığını belirterek, eksik hasımla yargılama yapıldığını ve hüküm kurulmasının yanlış olduğunu belirtmiştir. Mahkeme ayrıca, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığını ve duruşma açılarak tarafların gösterdiği diğer delillerin toplanarak sonuca göre karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 301. ve 426. maddelerine ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. ve 316. maddelerine atıfta bulunulmuştur.
18. Hukuk Dairesi 2015/6205 E. , 2016/236 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Dava dilekçesinde, babalığın tespitine karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1-4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 301. maddesinde; ""Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir."" hükmü yer almaktadır. Aynı yasanın 426. maddesinde ise “Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atar: Ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa". hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, davacı anne tarafından açılan davada küçük...’un gerçek babasının davalı ... olduğunun tespiti istendiği ve davanın küçüğe kayyım tayin ettirilmeden ve Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye ihbarı sağlanmadan karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında mahkemece küçüğe kayyım tayin ettirilip davanın kayyıma yöneltilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve davanın Cumhuriyet savcısı ve hazineye ihbarının sağlanmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik hasımla yargılama yapılarak hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; Basit yargılama usulüne tabi dava ve işler, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 316. maddesinde sayılmış olup, soybağı davaları bu kapsamda bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu"nun 284"ncü ve devamı maddelerinde de bu yönde hüküm olmadığından yazılı yargılama usulü uygulanmalıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27.maddesi hükmüne göre, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Bu nedenle mahkemece duruşma açılarak tarafların gösterdiği diğer deliller de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.