22. Hukuk Dairesi 2015/10201 E. , 2016/13807 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, fazla çalışma, hafta ve ulusal bayram genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temiyz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacnın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık davanın niteliği ve alacak taleplerine hangi tarihten itibaren faiz uygulanacağı ve zamanaşımı hususu üzerinde toplanmaktadır.
Davacının aynı hukukî ilişkiden kaynaklanan alacağının veya hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek açtığı davaya kısmî dava denir.
Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden (örneğin iş sözleşmesinden) doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kesiminin dava edilmesi gerekir (Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 22. Bası, Ankara, 2011, s. 286).
Kısmi dava 6100 sayılı Hakuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109. maddesinde tanımlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasına göre “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir”. İkinci fıkrasına göre ise “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz”.
6100 sayılı Kanun’un 107/son maddesine göre ise “kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir”. Davacının kısmi dava açabilmesi için hukuki yararının olması şarttır. Buradan hareketle bir davanın kısmi dava olarak görülebilmesi için dava şartı olan davacının hukuki yararının bulunması gerekir.
Zaman zaman, 6100 sayılı Kanun ile birlikte kabul edilen belirsiz alacak davası ile kısmi davaya ilişkin yeni düzenlemedeki sınırın tam olarak tespit edilemediği, birinin diğeri yerine kullanıldığı görülmektedir. Oysa bu iki davanın amacı ve niteliği ayrıdır. Alacak, belirli veya belirlenebilir ise, belirsiz alacak davası açılamaz; ancak şartları varsa kısmi dava açılması mümkündür.
Kanunun kısmi dava açma imkanını sınırlamakla birlikte tamamen ortadan kaldırmadığı da gözetildiğinde, belirli alacaklar için, belirsiz alacak davası açılamasa da, şartları oluştuğunda ve hukuki yarar bulunduğunda kısmi dava açılması mümkündür. Aksi halde, sadece ya belirsiz alacak davası açma veya belirli tam alacak davası açma şeklinde iki imkandan söz edilebilir ki, o zaman da kısmi davaya ilişkin 6100 sayılı Kanun"un 109. maddesindeki hükmün fiilen uygulanması söz konusu olamayacaktır. Çünkü, belirsiz alacak davasında zaten belirsiz alacak davasının sağladığı imkanlardan yararlanarak dava açılabilecek; şayet alacak belirli ise de, o zaman sadece tam eda davası açılabilecektir. Oysa kanun koyucunun abesle iştigal etmeyeceği prensibi gereği, anılan maddeyle kısmi davaya ilişkin düzenleme yapıldığı düşünülerek ve Kanundaki sınırlamalara dikkat edilerek kısmi dava açılabilecektir.
Somut olayda, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsiline ilişkin dava asgari bir miktarlar gösterilerek açılmıştır. Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacakları yönünden, davacı haftada kaç saat fazla çalışma yaptığını ve hangi günlerde çalıştığını belirleyebilmekte ise de hakimin hesaplanan miktarlardan hangi oranda takdiri indirim yapacağını bilebilecek durumda değildir. Bu sebeple fazla çalışma hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacakları belirsiz alacak davasına konu edilebilir. Davacı tarafından açılan davanın belirsiz alacak davası olduğu gözetilmeden, fazla mesai alacağı konusunda dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi ve zamanaşımına uğradığı kabul edilerek zamanaşımı def"i dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarınının tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir.
Davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı şüphesizdir. Mahkemece bu hususa dikkat edilmemiştir. Bilirkişi raporunun sunulmasının ardından davacının 6100 sayılı Kanun"un 107/2. maddesine uygun olarak iddianın genişletilmesi yasağına tâbi olmaksızın dava dilekçesiyle talep edilen miktarı artırmasına imkan tanınmış, sonradan artırılan miktarın davalının zamanaşımı savunmasından etkilenmeyecektir. Talep edilen alacakların belirsiz alacak davası olarak asgari miktar gözetilerek açılabileceği ve zamanaşımına uğramayacağı kabulü ile karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.