Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6207
Karar No: 2016/231

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/6207 Esas 2016/231 Karar Sayılı İlamı

18. Hukuk Dairesi         2015/6207 E.  ,  2016/231 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi


    Dava dilekçesinde, küçükler... ve ..."nın anne-baba adının düzeltilmesine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Dava dilekçesinde, davacı ile davalı ...’nin evlilik dışı ilişkilerinden 10/04/2002 doğumlu ... ile... adlı çocuklarının olduğu, ... ve...’ın davacının annesi ve babası üzerine kaydedildiği, bu sebeplerle 10/04/2002 doğumlu ... ile 10/04/2002 doğumlu...’ın davacı ile soy bağının tespitiyle nüfustaki kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın soybağının reddine ilişkin olduğu ve Türk Medeni Kanunu"nun 289 vd. maddelerinde belirtilen hak düşürücü süreler geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
    Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağına ilişkin mi, yoksa nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin mi? olup olmadığıdır. Bilindiği üzere soybağı, birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur. Türk Medeni Kanunu"nun 282. maddesi uyarınca ""Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur."" Ayrıca, kısaca af kanunları olarak nitelendirilen “bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine” ilişkin kanunlara göre de soybağı düzeltilebilir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından)
    Çocuk ile ana arasında soybağı, doğumla kendiliğinden kurulur. Çocuk ile annesi arasındaki soybağının tesisi için, hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir.
    Öte yandan Türk Medeni Kanunu"nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 35/1. maddesi uyarınca ""Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.""
    “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının "düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi “doğru” olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra “soybağının reddi davası” ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının “gerçek durumu” yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden söz edilmesi gereklidir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından)
    Somut olayda; 10/04/2002 doğumlu ... ve... ...,... ve ...çocukları olarak 16/01/2007 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Davacı ise çocuğun annesi olduğunu iddia ettiği ... ile 21/04/2008 tarihinde evlenmiştir. Davacının iddialarının doğruluğu kabul edildiğinde çocuklar ... ve... evlilik dışı ilişkiden doğmuş, daha sonra anne babanın evlenmesi ile çocuk ile baba arasındaki soybağı da iş bu evlenme ile Türk Medeni Kanunu 282. madde gereği kurulmuş olmaktadır.
    Davacı, çocukları olduğunu beyan ettiği ... ve...’ın ana ve baba yönünden kaydın düzeltilmesini istemiştir. Davacının iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; ... ve...’ın kayden baba ve annesi görünen ... ve ... yönünden nüfus kaydının “gerçek durumu” yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir. Bu yönden davanın soybağı ile ilgisi bulunmamaktadır. Anne olduğu iddia edilen ... yönünden ise soybağının olamayacağı tartışmasızdır. Baba olduğunu iddia eden ... yönünden ise; ...’nin ... ve...’ın annesi olduğunun tespiti halinde adı geçenler yönünden soybağı hakim hükmüyle değil Türk Medeni Kanunu"nun 282. maddesi uyarınca evlilik ile kurulmuş olacaktır. Dava dilekçesindeki iddialarının kabulü halinde baba olduğunu iddia eden ... yönünden soybağı ilişkisi ...’nin anne olduğunun tespiti halinde yasa gereği kendiliğinden gerçekleştiğinden bu halde de soybağı davasından söz edilemez.
    Yukarıda açıklanan hususlar dikkate alındığında soybağı davaları ile nüfus düzeltim davaları arasında davanın tarafları dava açması süresi ve ispat kuralları bakımından ciddi ayrımlar bulunduğu açıktır.
    Bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Dava, gerçeğe aykırı olarak nüfus kütüğünde gerçek annesi ve babası yerine, dedesi ve babaannesinin nüfusuna onların çocukları olarak hatalı şekilde yazılan ... ve...’ın anne ve baba kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkin olup; 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmış ise de, asliye hukuk mahkemesi ile aile mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlığı Yargıtay 17. Hukuk dairesinin 2013/7209 esas 2013/10189 karar sayılı ilamı ile giderilerek yargı yeri olarak aile mahkemesi belirlendiğinden bu husus ilgili mahkemeyi bağlayacağından davaya bu mahkemece nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak bakılması ve iddia ile ilgili olarak DNA incelemesi yaptırılıp, alınacak rapor da dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yeterli araştırma yapılmadan eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.01.2016 gününde kayyım tayini gerekliliği bakımından oyçokluğuyla diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.

    (Muhalif)



    KARŞI OY YAZISI


    Bir davanın soybağına ilişkin dava olduğunun kabulü için, ya bir soybağı tesis etmeli veya kanuna göre kurulmuş bir soybağını ortadan kaldırmayı hedef tutmalıdır. Soybağının kurulma yolları Türk Medeni Kanununda gösterilmiştir. Doğum, ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü. Soybağını geçersiz kılan davalar da aynı Kanunda gösterilmiştir. Soybağının reddi, sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağına itiraz ve iptal, tanımanın iptalidir. Davada, küçükler... ve ..."nın annelerinin babası (dede) ve anneanneleri üzerindeki kaydın gerçek durumu yansıtmadığı, gerçeğe aykırı beyanla oluşturulduğu ileri sürülerek, bu hanedeki kayıtlarının iptali ile anneleri ..."nin evlenmeden önceki baba hanesine "evlilik dışı doğum" olarak tescil edilmeleri talep edildiğine göre, eldeki davanın, yukarıda sayılan soybağına ilişkin dava türleriyle bir alakası bulunmamaktadır. Dava tamamen, gerçeğe aykırı beyanla oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğindedir. Sayın çoğunluk da davayı bu şekilde vasıflandırmıştır. Vasıflandırmada sayın çoğunlukla aramızda bir görüş aykırılığı bulunmamaktadır.
    Ne var ki, dava sonucunda verilecek hüküm, ergin olmayan çocukların hak ve hukukunu etkileyecektir. Başka bir ifade ile dava, doğrudan çocukları ilgilendirmektedir. Velayet hak ve sorumluluğuna sahip olan kişiler (yasal temsilcileri) ile küçüklerin menfaatleri dava sebebiyle çatışmaktadır. Dolayısıyla bu kişiler davada küçükleri temsil edemezler. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi uyarınca, davada küçükleri temsil etmek üzere kayyım tayin ettirilmeli, çocukların davada kayyım marifetiyle temsili sağlanmalı, kayyımın huzuru ile dava görülmeli, gösterdiği takdirde delilleri toplanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Bu bakımdan kayyım tayin edilmesi gerekliliği de bozma sebebi yapılmalıdır. Bu yönüyle sayın çoğunluğa katılamıyorum.12.01.2016










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi