10. Hukuk Dairesi 2014/26702 E. , 2016/5602 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 17.04.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yaralanan sigortalı ..."a yapılan ödemelerden oluşan sosyal sigorta yardımlarının 5510 sayılı Kanun’un 21/1"inci maddesi uyarınca davalı işverenden rücuan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İş kazası tarihi itibariyle yaklaşık bir buçuk yıldır kömür madeninde pano ayak işçisi olarak çalışan ve 28 yaşında olan sigortalının, ayakta ilave tahkimat yapmak üzere diğer işçi ile birlikte tabanda kazık yeri açarken kapak arasından gelen postanın sol eline çarpması nedeniyle yaralandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda her tür tedbirin alındığı “şiddetli tektonizma geçirmiş havzada arazi basınçlarında meydana gelen değişiklik nedeniyle anlık da olsa kapak tahtalarının aralanmasına ve buna bağlı olarak bir miktar postanın gelmesi”nin kazanın oluşumunda etken olduğu ve bu nedenle “%100 oranında aksi tesadüflere bağlı kaçınılmazlık” bulunduğu gerekçesiyle davalı işverene kusur atfedilmemiştir.
İş kazası ve meslek hastalıklarının büyük bölümü işverenler tarafından iş sağlığı ve iş güvenliği konusundaki mevzuat hükümlerine uyulması ile önlenebilecek niteliktedir. Ancak kaçınılmaz dış etkenler ve kötü rastlantılar nedeniyle işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda hukuki ve teknik tüm gerekler yerine getirildiği halde iş kazası veya meslek hastalığı gerçekleşebilmektedir ki; bunlar “kaçınılmazlık” olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda; kaçınılmazlık, olayın meydana geldiği tarihte bilimsel ve teknik kurallar ve olanaklar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen
zararın kısmen veya tamamen meydana gelmesi durumu olarak tanımlanabilir. Bu gerçekten hareketle 5510 sayılı Kanun’un 21/1’inci maddesinde “İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme gereği; kaçınılmazlığın varlığı durumunda işverenin rücu tazminatı sorumluluğunu aynı oranda sınırlandırması gerekecektir.
İş kazalarında kaçınılmazlıktan bahsedebilmek için işverenin kazanın oluşmaması için alabileceği tüm önlemleri almasından sonra işin doğası gereği kendiliğinden veya doğa güçleri gibi beklenmeyen etkiler nedeniyle ortaya çıkan bir kısım olumsuz etkenler bulunması gerekir. Başka bir deyişle; kaçınılmazlık işin doğasında kaynaklanan, önlenemez ve beklenmedik bir durumdur. Önlem alınarak önüne geçilebilecek olaylarda kaçınılmazlıktan söz edilemez.
Somut olayda; kazanın ilave tahkimata hazırlık sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Ancak sigortalının tahkimat görevlisi olup olmadığı ve tahkimat konusunda eğitim ve tecrübesi bulunup bulunmadığı, buna göre de işverenin işin organizasyonunu gerektiği gibi yaparak sigortalıya yeterli eğitim verip vermediği anlaşılmamaktadır. Hal böyle olunca; yeniden kazanın meydana geldiği iş kolunda, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişilerden oluşacak kuruldan önceki raporları tartışan, 5510 sayılı Kanunun 21, 6331 sayılı Kanunun 37’nci maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılan ancak zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 4857 sayılı İş Kanunu"nun 77’nci maddesine uygun olarak düzenlenmiş kusur raporu alınarak, davalının kusur oran ve aidiyetinin gerçeğe uygun olarak tespiti gerekirken, eksik araştırma, inceleme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.