8. Hukuk Dairesi 2011/4866 E. , 2012/1614 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Almus Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.05.2011 gün ve 37/97 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili ile davalı ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... dava dilekçesinde; dilekçesine ekli krokide kırmızıya taralı A ve B harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu açıklayarak adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Belediye vekilleri, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, teknik bilirkişinin 12.04.2011 tarihli rapor ve krokide kırmızıya taralı A harfiyle gösterilen 734,73 ve B harfiyle işaretli 951 m2 olmak üzere toplam 1685,73 m2’lik kısım bakımından MK.nun 713. maddesi uyarınca arsa niteliğiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... Belediye vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Dava konusu ve krokide A harfiyle gösterilen yerin içerisinde kalan 2507 sayılı parsel belgesizden arsa niteliğiyle Gölgeli köyü tüzel kişiliği adına 05.03.1984, yine krokide B harfiyle belirlenen dava konusu yere komşu 2509 sayılı parsel de belgesizden 29.02.1984 tarihinde Duran Karahan adına tespit ve tescil edilmiştir. Dava konusu yerlere komşu olduğu anlaşılan bu parsellerin tespiti 1984 yılında yapıldığına göre dava konusu taşınmaz bölümlerinin de aynı tarihte tapulama harici bırakıldığının kabulü gerekir. Taşınmazların sınırları içerisinde bulunduğu Gölgeli köyü daha sonra Gölgeli Belediyesi olmuştur. Dolayısıyla köyün tüzel kişiliği ortadan kalkmış olup, halefiyet kuralı gereğince köyün tüm hak ve borçlarının kurulan belediyeye geçtiği kabul edilir. Davalı ... savunmasında dava konusu yerin “çalılık” olduğunu ve “orman” araştırmasının yapılması gerektiğini bildirmiş, dosya arasında bulunan Tokat Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün 02.05.2011 tarih ve 1166 sayılı yazıları ekinde gönderilen 2504, 2505, 2506, 2507, 2509 ve 2510 sayılı parsellerle diğer parselleri kapsayan krokide dava konusu yerler “tapulama harici çalılık” olarak gösterilmiştir. Yani pafta üzerinde tapulama harici çalılık ibaresi yazılıdır.
Keşifte dinlenen uzman bilirkişi ziraat mühendisi 15.04.2011 tarihli raporunda; A harfiyle gösterilen yerin içerisinde yaşları ağırlıklı olarak 8-10 yaşlarında çeşitli türde meyve ağaçları ile iki adet 15-20 yaşlarında söğüt ağacı olduğunu, tabanında herhangi bir toprak işlemesinin yapılmadığını, tabanının yabani otlarla kaplı olduğunu, dikilmiş ağaçlar dışında toprak işlenerek tarımsal faaliyet yapılmadığını, B harfiyle işaretlenen yerin ise, %10-20 civarında meyilli, toprak yapısının kumlu-tınlı ve taşlı nitelikte bulunduğunu, taşınmazın bir kısmında toprak işlemesi yapılarak sebze tarımına hazır hale getirildiğini, taşınmazın güney kısmının taşlık, kayalık niteliğinde bulunduğunu bu kısımda toprak işlemesinin yapılmadığını, tarımsala faaliyet için toprak işlemesine uygun bir yer olmadığını açıklamıştır.
Uzman bilirkişinin her iki taşınmaz bölümü bakımından belirtilen özellikler ve saptadığı nitelikler gözönünde tutulduğunda, bu rapora dayanılarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, taktiri delil niteliğinde bulunan yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına üstünlük tanınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan teknik bilirkişinin rapor ve krokisinde de açıkça görüldüğü üzere 2507 sayılı parsel Gölgeli Köyü Tüzel Kişiliği adına tapuda kayıtlıdır. Söz konusu parsel krokide A harfi ile gösterilen yerin ortasında kalmakta olup, köyün (belediyenin) mülkiyet hakkını sınırladığı açıktır. Başkasına ait bir taşınmaz ortada bırakılacak şekilde yani dört tarafı başkasına ait taşınmazla çevrili olacak biçimde bir yerin tesciline karar verilemez. Bu husus TMK.nun 719 ve devamı maddelerine de aykırı düşer. Bundan ayrı 2510 sayılı parsel 07.03.1997 tarihinde tapuda yapılan satış ve devirle Maliye Hazinesinde Hasan oğlu ... yani davacı tarafından satın alındığı, dosya arasında bulunan tapu kaydı ile resmi senetten anlaşılmaktadır. Kadastro tespiti 1984 yılında yapılmış olup tescili istenen taşınmaz bölümleri bu tarihte çalılık niteliğinde tapulama harici bırakılan yerlerden olduğu ve davacının 2510 sayılı parseli 1997 yılında Hazineden satın aldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde ve gözetildiğinde, davacının dava konusu taşınmazlar üzerinde başlayan zilyetliğinin en erken 2510 sayılı parseli satın aldığı 07.03.1997 tarihinden sonra başladığının kabulü gerekir. Hüküm bu yönüyle de yerinde görülmemiştir.
Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, her iki parça taşınmaz bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı ... Belediye vekillerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Başkanlığına iadesine 08.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.