Esas No: 2021/567
Karar No: 2022/6477
Karar Tarihi: 29.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/567 Esas 2022/6477 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/567 E. , 2022/6477 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12.11.2019 tarih ve 2018/1647 E. - 2019/1466 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi (temlik alan) davacı vekili tarafından duruşmasız, davalı vekilince duruşmalı olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 27.09.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ..... ile davalı vekili Av......... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ile Çilek Gıda Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalı ve dava dışı müşterek ve müteselsil borçluların kefil olarak sözleşmeyi imzaladıklarını, asıl borçlu şirketin kredi geri ödemesini gerçekleştirmediği için hesap kat edilerek Gaziantep 4. Noterliği’nin ihtarnamesi ile borcun ödenmesinin istenildiğini, söz konusu borcun ödenmediğini, Gaziantep 7. İcra Müdürlüğü’nün 2009/25779 esas sayılı takip dosyası ile borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçluların borca itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taahhütnamenin 31.03.2006 yılında düzenlendiğini, bu sözleşmede davalının imzasının bulunduğunu, ancak bu borcun ödendiğini, borç ödendikten sonra davalının 09.05.2007 tarihinde esas borçlu şirketteki hissesini devrederek şirketten ayrıldığını, alacaklı bankanın bu tarihten sonra esas borçlu şirkete yeni kredi açtığını ve genel kredi sözleşmeleri imzalattığını, alacaklı bankanın ilk genel kredi sözleşmesini ibraz ederek davalıdan haksız yere alacağını talep etmekte olduğunu, kefilin sorumluluğunun kefil olduğu sözleşme ile sınırlı olduğunu, bankanın bu sözleşme üzerinden başka kredi veya yapılandırma yoluna giderek kredi açmasının kefili bağlamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, alınan bilirkişi raporuna göre davalı kefilin her ne kadar 27.04.2007 tarihinde dava dışı şirketle ilişiği kesilse de, davalı tarafından kefaletten dönme yönünde bankaya gerekli bildirimin yapılmadığı ve kredi kullandırımlarından önce bankaya kefaletten dönme talebi bildirilmediğinden kefaletin geçerli olduğu, davalı tarafça imzalanan sözleşme kapsamında krediler kullandırdığından davalının kefil olarak sorumluluğunun devam ettiği, 02.05.2019 tarihli raporda, davacı bankanın talep edebileceği asıl alacak, faiz, BSMV’nin hesaplandığı, yapılan hesaplamanın detaylı, denetime elverişli ve gerekçeli olduğu, bu rapordaki bedeller doğrultusunda kısmen kabul kararı verildiği, diğer yandan, takip tarihinde çek yaprağı ve teminat mektubu depo bedellerinin talep edilip edilmeyeceğine ilişkin kredi sözleşmesinin eklerinin banka tarafından ibraz edilmediği, bilirkişi tarafından bu hususta hesaplama yapılmadığı, davacı vekiline bu eksik belgeleri ibraz etmesi için süre verilmiş ise de verilen sürede bu taleplere yönelik herhangi bir belge ibraz edilmediği, kefilin çek depo bedeli ve teminat mektubu depo bedelinden sorumlu olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davalının Gaziantep 7. İcra Müdürlüğü’nün 2009/25779 esas sayılı takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 69.407,29 TL asıl alacak, 8.907,27 TL işlemiş faiz ve 445,36 TL BSMV olmak üzere toplam 78.759,93 TL üzerinden devamına, 50.000,00 TL teminat mektubu ve 4.230,00 TL çek yaprağı bedeline yönelik depo talepleri ile fazlaya ilişkin taleplerin reddine, asıl alacağın % 40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davacı (temlik alan) vekili ile davalı vekilince temyiz edilmiştir.
(1) Mahkemece bozmadan sonra alınan 02.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda, banka ile dava dışı şirket arasında 08.06.2005, 31.03.2006 ve 01.08.2007 tarihli genel kredi sözleşmeleri akdedildiği, davalı ...'ın 08.06.2005 ve 31.03.2006 tarihli sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ve ancak 01.08.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığı bildirilmiştir. Her ne kadar iş bu bilirkişi raporunda kullandırılan kredilerin niteliği açıklanarak davacı banka alacağı hesaplanmış ise de, kredilerin hangi sözleşme ya da sözleşmeler çerçevesinde kullandırıldığı açıkça tespit edilmemiş, genel ifadeler kullanılmıştır. Öte yandan inceleme de dava dosyasına sunulu belgeler ve banka şubesinden temin edilen belgeler üzerinde yapılmıştır. Bu durumda mahkemece, dava dosyası ve banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılıp takip konusu kredi alacağının/alacaklarının (her bir alacak kalemi bakımından) davalının imzasının olduğu sözleşmeden/sözleşmelerden doğup doğmadığı, başka bir deyişle takip konusu alacağın/alacakların kaynağının davalının imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan krediler olup olmadığı açıkça tespit ettirilip davalının imzasının olduğu sözleşmelerden doğan bir alacağın olması halinde alacak hesabı yaptırılarak sözleşme hükümleri, tüm deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesisi isabetsiz olduğundan hükmün temyiz eden davalı ... yararına bozulması gerekmiştir.
(2) Davacı (temlik alan) Dünya Varlık Yönetim A.Ş. (en son ticari ünvanı)’nin temyiz itirazlarına gelince; dosyaya sunulan varlık yönetim şirketi ile banka arasında akdedilen alacakların devrine ilişkin sözleşmenin (temlik sözleşmesinin) incelenmesinden, bankanın yalnızca nakdi alacaklarını varlık yönetim şirketine devrettiği, gayri nakdi alacakların devre konu edilmediği anlaşılmaktadır. Banka hala takibe konu ettiği gayri nakdi alacaklar üzerinde hak sahibi olup davacı sıfatı devam etmektedir. Buna göre gayri nakdi alacaklar bakımından varlık yönetim şirketi yönünden hüküm kurulması (red, kabul, yargılama giderleri şeklinde) doğru görülmemiştir.
(3) Yukarıdaki bentlerde açıklanan bozma sebep ve şekline göre davacı (temlik alan) vekili ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı (temlik alan) yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı (temlik alan) vekili ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan (temlik alan) alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harçlarının istekleri halinde temyiz eden davacı (temlik alan) ile davalıya iadesine, 29/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.