Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16931
Karar No: 2013/4477

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/16931 Esas 2013/4477 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde bedelin tazmini isteklerine ilişkin bir davada, davacıların davanın reddine ilişkin verilen kesin hükme rağmen açtıkları davayı reddetti. Burada, Ceyhan Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nin 2003/386 Esas sayılı dava dosyasında davacıların feragat ettikleri taşınmazlar hakkında sonradan yapılan feragat sözleşmesinin hükümsüz olduğu kararı verildiği ve bu nedenle eldeki davada davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ortaya çıktı. Mahkeme ayrıca, lehine hüküm verilen tarafın karşı tarafın avukatlık ücretini hükümde belirtilen tutar üzerinden belirtmesi gerektiğini hatırlattı. Kararda, hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 12. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nm 332. maddesi uyarınca davalı yararına yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinin hükümde belirtilmesi gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 545. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu'nun 297. maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 389. maddesi, 6100 sayılı HMK'nm 332. maddesi
1. Hukuk Dairesi         2012/16931 E.  ,  2013/4477 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : CEYHAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/04/2011
    NUMARASI : 2008/87-2011/163

    Yanlar arasında görülen tapu  iptali  ve  tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı  tarafından  yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava; yolsuz tescil  hukuksal  nedenine dayalı  tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde bedelin tazmini isteklerine  ilişkin olup, mahkemece; kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı M.. S.. Y.. ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Ceyhan Sulh Hukuk Mahkemesinin,   1991/303 Esas, 1991/370 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre kök muris O..N..Y.."ın 26/03/1991 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak ilk eşinden olma P.., İ.., S.. ve ikinci eşinden olma N.., M.., H.., S.., Ö.. F.., V. ve M.S. Y.."ı bıraktığı, davacılardan P.. ile davalı .İ.."in ilk eşinden, diğer davacı M.. S..Y.."ın ise ikinci eşinden olma mirasçısı olduğu, çekişmeli 227,228 ve 229 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan O..N.. adına kayıtlı iken 25/09/1984 tarihinde satış akdi ile ara malik N.. E.."e, onun da 11/01/1985 tarihli satış akdi ile davalı İsmail Yılmaz"a temlik edildiği, taşınmazların davalı adına tescilinden sonra murisin 23/02/1987 tarih, Ceyhan 1. Noterliğinde düzenlenen “Mirastan Feragat Sözleşmesi” başlıklı belgede 10, 227, 228 ve 229 parsel sayılı taşınmazlarını ara malik kullanmak suretiyle oğlu olan davalıya miras payına karşılık olmak üzere  devrettiğini, miras hakkının peşin tasfiyesini amaçladığını ifade ettiği, anılan sözleşmenin muris ile davalı arasında hazırlandığı, murisin 1991 tarihinde ölümü üzerine Ceyhan Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 2003/386 Esas sayılı dava dosyası ile 10, 227, 228 ve 229 parsel sayılı taşınmazlar  bakımından O..N.."nin ilk ve ikinci eşinden olma mirasçılarının davalı İ.. aleyhine muris muvaazası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası açtıkları, davanın yapılan yargılaması sırasında davacılardan Ö..F.. Y.., M.. S..Y.. ve P.. G.. ile davalı İ.. Y..arasında düzenlenen 03/02/2005 tarihli sözleşmede “...2003/386 Esas sayılı davaya konu taşınmazlara ilişkin haklarından feragat ettiklerini...”bildirdikleri, davanın yargılaması sonucunda; 23/02/1987 tarihinde Ceyhan 1. Noterliğinde düzenlenen “ Mirastan Feragat Sözleşmesi ” Türk Medeni Kanunu"nun 545. maddesinde öngörülen koşullara uygun olmadığı, sözleşme içeriğinden de açıkça temliklerin muvazaalı olduğunun anlaşıldığı ve sonradan yapılan feragat sözleşmesinin muvazaalı satışlara geçerlilik kazandırmayacağı gerekçesiyle 227,228 ve 229 parseller bakımından davanın kabulüne, 10 nolu parsel bakımından husumet yokluğu nedeniyle, davacılardan Ö..F..Y.., M..S.. Y.. ve P.. bakımından ise 03/02/2005 tarihli celsede imzalı beyanları ile de teyit ettikleri feragat beyanları gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verildiği ve hükmün davalı yanın temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 19/12/2005 tarihli  onama ilamı ile kesinleştiği  anlaşılmaktadır.
    Davacılar dava dilekçesinde; Ceyhan Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 2003/386 Esas sayılı dava dosyasının yapılan yargılaması sırasında 03/02/2005 tarihli celsede feragat sözleşmesi yaptıklarını, bu sözleşme uyarınca davadan feragat karşılığında davalının da muris O..N.."den adına intikal etmiş ve edecek 36 parça taşınmazdaki payından bedelsiz olarak lehlerine feragat etmeyi kabul ettiğini ancak davalının bu anlaşmaya uymadığını, feragatın şarta bağlı olarak mahkeme huzurunda yapılmış olmasına güvendiklerini ileri sürerek eldeki davayı açmışlar, yargılama sırasında da davacılardan P.. G.. tarafından 28/03/2011 tarihli dilekçe ile  davadan feragat edilmiştir.
    Gerçekten de; Ceyhan Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 2003/386 Esas sayılı dava dosyasında eldeki davanın davacıları P..G..ve M.. S..Y.."ın  03/02/2005 tarihli sözleşmede davaya konu 227, 228 ve 229 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davadan feragat ettikleri ve bu feragata dayalı olarak davanın reddine ilişkin olarak kararın derecattan geçerek kesinleştiği gözetilerek eldeki dava bakımından kesin hüküm nedeniyle davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı M.. S..Y.."ın tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddi ile aleyhindeki hükmün  ONANMASINA,
    Davalının temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu 297. maddesinin 2. fıkrasına göre (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 389. maddesi)  hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden  her biri hakkında verilen hüküm, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği  hükme bağlanmıştır.
    Öte yandan 6100 sayılı HMK"nın 332. maddesinde de (1086 sayılı HUMK"nın 426. maddesi ) yargılama giderlerinin tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü konusunda mahkemece re"sen hüküm kurulacağı düzenlenmiştir. Açıklanan bu düzenlemeler karşısında; hüküm fıkrasında lehine hüküm verilen tarafın, karşı taraftan tahsil edeceği avukatlık ücretinin  hükümde açıkça gösterilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
    Ne var ki; mahkemece hüküm kurulurken avukatlık ücretinin davacıdan tahsil edilmesine karar verilmiş ise de tutarı belirtilmemiştir.
    Hal böyle olunca, mahkemece keşfen dava değerinin 150,335,37 TL olarak belirlendiği  yargılama sırasında da belirlenen bu değer üzerinden eksik harcın ikmal edildiği ve davanın reddine karar verildiği gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi ve 6100 sayılı HMK"nın 332. maddesi uyarınca (1086 sayılı HUMK"nın 426. maddesi ) lehine hüküm verilen davalı yararına 29.5.1957 tarih, 4/16 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı gereğince, yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinin hükümde gösterilmesi gerektiği halde daha sonra doldurulmak  üzere muayyen bir kısmın boş bırakılması doğru değildir.
    Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  28.03.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi