15. Hukuk Dairesi 2019/3343 E. , 2020/2252 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağınını tahsili amacıyla yürütülen icra takibine vaki itirazın iptâli, birleşen dava, asıl dava davalısı iş sahibi tarafından yüklenici aleyhine açılan yoksun kalınan kâr talebine ilişkindir. Asıl davada davacı-birleşen davada davalı yüklenici, asıl davada davalı birleşen dosyada davacı ise iş sahibidir.
Asıl davada davacı yüklenici vekili; müvekkilinin fason konfeksiyon işini yaptığını, davalının ise yaklaşık elliye yakın fason firmasıyla çalışan imalatçı ve ihracatçı firma olduğunu, davalı çalışanları vasıtasıyla davacıya dikim yapılmak üzere Ekim - Aralık / 2012 tarihlerinde değişik zamanlarda kesilmiş kumaşların getirildiği, davacı tarafından yaptığı işler karşılığında davalı yana 30.10.2012 tarihli 30085 nolu 4.236,96 TL, 13.11.2012 tarihli ... numaralı 11.283,58 TL 26.11.2012 tarihli 30089 numaralı 5.314,04 TL ve 07.12.2012 tarihli 964,08 TL tutarında 4 adet fatura düzenlendiğini, toplamının 21.798,66 TL olduğunu, davalı yanın kabulünde olduğunu, karşılığında da 01.11.2012 tarihinde 4.000,00 TL, 16.11.2012 tarihinde 2.000,00 TL 23.11.2012 tarihinde 2.000,00 TL ve 30.11.2012 tarihinde 5.000,00 TL olmak üzere toplamda 13.000,00 TL ödendiğini, 04.01.2013 tarihinde 1.000,00 TL banka hesabına gönderilerek toplamda 14.000,00 TL ödendiğini, bakiye 7.798,66 TL alacaklarının kaldığını, davalının ... 26. İcra Müdürlüğü"nün 2013/1736 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının iptâline, icra takibinin devamına davalı borçlunun itirazını kötü niyetli ve haksız bir biçimde yapması sebebi ile %20 icra inkâr tazminatı hüküm olunmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iş sahibi vekili; davacıya borcu bulunmadığını, aksine adı geçen şirketten hatalı imalat nedeniyle alacağı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dava dilekçesinde davacı vekili; asıl davaya verilen cevap dilekçesinde yer alan savunmaların bir kısmının da tekrar edilerek, delil tespit raporunda yer alan ve birleşen dava dilekçesinin 4-a,b,c ve d bendlerinde yer alan ihraç edilememesi nedeniyle yoksun kalınan kâr bedeli olarak 4367,2 USD+545,79 USD+536,07 USD+3808 ingiliz sterlini zarar tespit edildiğini ve bu zararın proforma faturalardan teyit edildiğini, bu meyanda toplam 5449,06 USD ve 3808 ingiliz sterlini zarara uğramasına neden olunduğundan döviz bedelleri ... efektif satışkuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek 8.000,00 TL"si yoksun kalınan kâr bedeliin ödenmesi için karşı tarafa ihtar gönderildiğini verilen süre içinde ödenmediğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 8.000,00 TL kâr bedelinden oluşan tazminatın ihtarda verilen sürenin sona erme tarihi olan 17.03.2013 tarihinden itibaren ... kısa vadeli kredilere uyguladığı reeskont faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; yoksun kalınan kâr bedelini gerektirecek uygun illiyet bağı olmadığını, yapılan işlerin müvekkili firma tarafından müvekkili firma yetkilisi ... (...) ile ... A.Ş."nin kontrol sorumlusu ... kontrolünde yapıldığını birleşen davanın reddini ,savunmuştur.
Mahkemece, her iki dava yönünden kısmen kabul kararı verilmiş olup karar, asıl davada davalı, birleşen dosyada davacı iş sahibi tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davalı-birleşen dosyada davacı iş sahibi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Asıl davada davalı,birleşen dosyada davacı iş sahibi vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne ve asıl alacağın %20"ı oranında hesaplanan 590,57 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. İİK 67/II. maddesi uyarınca borçlunun icra inkâr tazminatına mahkum edilebilmesi için, alacağın likit başka bir deyişle belirlenebilir olması ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Oysa ki, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucu belirlenmiş olup, likit değildir.
3-Mahkemece, asıl davaya ilişkin hüküm fıkrasında “c-Davacı tarafından yapılan 24,30 TL B.H, 3,75 Vekâlet Harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücretleri, 133,00 TL davetiye ve posta gideri olmak üzere toplam 1.911,05 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranları gözetilerek 723,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verildiği ve temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısı ise bilirkişi ücretinin davacı tarafından yatırılmadığı, kendileri tarafından yatırıldığını temyiz konusu etmiştir. Mahkemece yapılan yargılamanın 23.10.2014 tarihli oturumunda verilen 2 nolu ara kararda mali müşavir bilirkişi yönünden taktir edilen 250,00 TL’nin davacı, kalanın davalı tarafından yatırılmasına karar verildiği ve gider avansının buna göre alındığı göz önüne alındığında
yargılama giderlerinin hesabı hatalı olmuş asıl davada davalı, birleşen dosyada davacı iş sahibi vekilinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüştür.
2 ve 3. nolu bentlerde belirtilen sebeplerle kararın bu nedenle bozulması gerekmişse de düşülen bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden, hükmün HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bendinde yer alan "itirazın iptâline karar verilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 590,57 TL inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin karardan çıkarılmasına, "davacının koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddine" cümlesinin karara eklenmesine, hükmün 5/c bendinde yer alan "1.750,00 TL bilirkişi ücreti ibaresinin 250,00 TL olarak ve toplam 1.911,05 TL olan ibarenin 411,05 TL olarak ve 723,59 TL olan ibarenin 155,61 TL olarak" düzeltilmesine, kararın değişik bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 308,60 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına iadesine,
karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 13.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.