Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16733
Karar No: 2013/4458
Karar Tarihi: 28.03.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/16733 Esas 2013/4458 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Çamlıyayla Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen elatmanın önlenmesi davasında, davalıların dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği yapılan adreste ikamet etmedikleri, bu nedenle tebligatların usulsüz olduğu ve davalıların savunma hakkının kullanılamadığı anlaşılmıştır. Mahkemenin, usulsüzlük nedeniyle yapılan kesinleşme şerhine itibar edilemeyeceği, taraf teşkilinin tamamlanmasının önemine vurgu yapılarak davalılara usulüne uygun şekilde tebligat yapılması ve kanıtların eksiksiz toplanarak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Karara göre, davalıların temyiz itirazının kabul edilerek hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- HUMK'nun 73. maddesi(6100 sayılı HMK'nın 27. maddesi): Tarafların yargılama gününden haberdar edilmeden hükmün verilemeyeceği ilkesi.
- HUMK'nun 428. maddesi: Temyiz yoluyla yapılan başvurular sonucunda hükmün bozulması durumunda, yeni bir karar verilmesi gerektiği hükmü.
- Anayasanın 90/son maddesi: AİHS'nin 6. maddesi uyarınca adil yargılanma hakkının bir gereği olarak taraf teşkilinin sağlanması ilkesi.
- Tebligat Kanunu: Tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı ile ilg
1. Hukuk Dairesi         2012/16733 E.  ,  2013/4458 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇAMLIYAYLA(KAPATILAN) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 26/05/2009
    NUMARASI : 2008/47-2009/38

    Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, ortaklar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalılara dava dilekçesi ve duruşma gününü içeren tebliğ evrakının dava dilekçesinde bildirilen “Çayırekinliği Mevkii, Tarsus Caddesi, İlçe Jandarma Komutanlığı Karşısı, Çamlıyayla” adresine mahalle muhtarına teslim edilmek suretiyle yapıldığı, keza gerekçeli kararın da aynı adrese Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca yapılarak kararın 03.12.2009 tarihinde kesinleştiğine ilişkin 19.02.2010 tarihli kesinleşme şerhi verildiği, ne var ki davalılar vekilinin davalıların ikamet adreslerinin gösterilen adres olmadığını ileri sürürlüğü, mahkemece yapılan araştırma sonucunda da davalıların gösterilen adreste ikamet etmediklerinin saptandığı, bu nedenle davalılara gerek dava dilekçesi ile duruşma günü ve gerekse gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, her ne kadar gerekçeli kararın 19.02.2010 tarihinde kesinleştiğine dair şerh verilmiş ise de, davalılara yapılan tebligatların usulsüz olması nedeniyle şeklen verilen kesinleşme şerhi de usulsüz olup, anılan kesinleşme şerhine itibar edilemeyeceği açıktır.
    Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 1086 Sayılı HUMK" nun 73. maddesi (6100 Sayılı HMK’nun 27. maddesi) hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme, tarafları dinlemeden, onları, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür.
    Öte yandan, tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı adres araştırması ve tespitinin yöntemi 7201 sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48 ve diğer maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür.
    Öncelikle; yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması asıldır. Değinilen işlemleri nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usuli işlemdir. Tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu ve Tüzük hükümleri şeklidir.Bu nedenle,tebligata ilişkin yasal hükümlerin gözden uzak tutulmaması ve uygulanması zorunludur.
    O halde, yukarıda belirtilen işlemler yapılmaksızın ve ilkeler göz ardı edilerek sonuca gidilmiş olmasının doğru olduğu kabul edilemez. Esasen, taraf teşkilinin sağlanması Anayasanın 90/son maddesi delaletiyle AİHS"nin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Bu durumda dava dilekçesinin tebliğinin yöntemine uygun olduğu söylenemez. Bunun sonucu olarak davalıların eldeki davada savunma hakkını kullanamadığı ortadadır.
    Hal böyle olunca; usulüne uygun olarak davalılara dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra, yanların gösterecekleri kanıtların eksiksiz olarak toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Davalıların temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi