10. Hukuk Dairesi 2015/24310 E. , 2016/5572 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, ortağı olduğu şirketin borçlarından dolayı yaşlılık aylığına konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu; mülga 506 sayılı Kanunun 80., bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88., 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35. maddelerinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80. maddesi; "Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü öngörmüş; 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi de bir kısım farklar dışında anılan maddeye benzer düzenleme getirmiş olup, "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü getirmiştir.
6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde; limited şirketlerin ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları düzenlenmiş; mükerrer 35. maddesinde ise; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Haciz işleminin dayanağını oluşturan 5510 Sayılı Kanunun 93/1. maddesinde ise, “Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık
hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.”hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda davacının, asıl borçlu Manşet Tekstil Ltd.Şti’nde 14.5.2001 tarihinden şirketin tasfiye tarihi olan 07.04.2011 tarihine kadar ortak olduğu, ayrıca 11.09.2001-07.04.2011 tarihleri arasında (aralıklı olmakla birlikte) şirketi münferiden temsil yetkisinin bulunduğu, ... Seyhan Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından asıl borçlu şirketin 2002/12-2010/12 arası döneme ilişkin prim, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi borçlarından dolayı 2007/12618, 2010/35351, 2010/35352, 2010/35353 takip sayılı dosyalarından davacının yaşlılık aylığına 5510 Sayılı Kanunun 93. maddesine ve 21.01.2011 tarihli 21292644 haciz bildirimine istinaden haciz konulduğunun davacıya bildirildiği, ancak 21.11.2011 tarihli 21292644 haciz bildiriminde haczin 2007/12618 takip sayılı dosyaya konu borç için talep edildiği, 15.02.2011 tarihli 2717167 sayılı haciz bildiriminde ise haczin 2007/12618, 2010/35351, 2010/35352, 2010/35353 takip sayılı ödeme emirlerine konu borç için istenildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, hacze ilişkin Kurum evrakları arasında çelişki bulunmaktadır. Kurumdan gönderilen diğer takip evraklarının incelenmesinde ise, 2007/12618 takip sayılı ödeme emrinin davacıya 20.03.2007 tarihinde tebliğ edildiği, ancak 2010/35351, 2010/35352, 2010/35353 takip sayılı ödeme emirlerinin ve bu ödeme emirlerinin davacıya tebliğine ilişkin tebliğ evrakının takip evrakları arasında yer almadığı, (davacıya yapılan tebligatın iade edildiğine ilişkin evrakların bulunduğu) anlaşılmış olup, anılan bu üç ödeme emri yönünden takibin kesinleşip kesinleşmediği, yaşlılık aylığına konulan haczin hangi ödeme emirlerine istinaden konulduğu belli değildir. Bu bakımdan, Mahkemece, 2010/35351, 2010/35352, 2010/35353 takip sayılı ödeme emirleri ve bunların davacıya tebliğine ilişkin tebliğ evrakı davalı Kurumdan açıkça ve ayrı ayrı istenilip getirtilerek, anılan bu üç takibin davacı yönünden kesinleşip kesinleşmediği ve haczin hangi ödeme emirlerine istinaden konulduğu Kurumdan da çelişkiyi giderecek şekilde sorulup tespit edilerek, hacze ilişkin Kurum İşleminin yerinde olup olmadığı konusunda, yapılan araştırmadan elde edilecek sonuca göre ve yukarıda anılan mevzuat hükümleri doğrultusunda bir karar verilmesi gerekmekte olup, Mahkemece eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 14.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.