Esas No: 2021/1
Karar No: 2022/657
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/1 Esas 2022/657 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı borçlu takibe alınan davalı borçlu ile bono lehdarı davalı arasındaki yakın arkadaşlık ilişkisi, borcun kaynağının ispat edilememesi, senedin zamanaşımına uğramış olmasına rağmen borcun ve takibin itiraz edilmemesi nedeniyle tasarruf işleminin muvazaalı olduğu kabul edilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. İstinaf mahkemesi de buna yönelik davalıların istinaf taleplerini reddetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar ise dosya kapsamına, saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına uygun olup, onanmasına karar verilmiştir. Kararda BK'nın 19. Maddesi de yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 18/01/2022 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı asil ... geldiler. Davalı ... adına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile davalı ... dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yaptığını, takibin semeresiz kaldığını , borçlunun mal kaçırma amacı ile alacaklı olduğu Çanakkale 1.İcra Müdürlüğünün 2014/3262 sayılı dosyasındaki alacağını, davalı ... ile anlaşarak hakkında başlattığı muvazaalı Çanakkale 1.İcra Müdürlüğünün 2014/2597 sayılı takip dosyasından tahsil edilmesini sağladığını belirterek, davalılar arasındaki takibin muvaaza nedeni ile iptaline talep etmiştir.
Davalı ..., borç kaynağı senet lehtarının annesi olduğunu, kendisinin geleceği için biriktirilen parayı borçluya borç olarak verdiğini , borçlununda senet verdiğini , kendisinin eğitimi için biriktirilen para olduğu için ciro yolu ile tahsile koyduğunu belirterek davanın reddini gerektiğini belirtmiştir.
Davalı ... vekili, davacının alacağının ipotek ile teminat altına alındığını, takibe geçtiğini ancak paraya çevirmediğini bu davayı açmakta kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bono borçlusu ... ile lehdarı ... arasında bononun düzenlendiği tarih de dahil olmak üzere bugüne kadar yakın bir arkadaşlık ilişkisi olduğu, icra dosyalarında bazı tebligatların aynı adrese gönderildiği , 2014/2597 esas sayılı dosyanın alacaklısı ve bonoyu ciroyla alan ...'ün , ...'ın oğlu olduğu , davalı ... ile de yakınen tanıştıkları , davalılar
ile dava dışı ... arasındaki yakın ilişki, olayların akışı ve gelişimi, bononun her zaman düzenlenmesi mümkün bir belge olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin bononun davacı alacaklının ve diğer alacaklıların alacağını etkisiz kılmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlendiği, davacının davalıdan birçok icra dosyası nedeniyle gerçek bir alacağının bulunduğunun da sabit olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalılar tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf mahkemesi de , İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin ve somut olayın birlikte değerlendirildiğinde davalı borçlu ile davalı alacaklının takibe koyduğu bononun lehtarı arasındaki yakın duygusal arkadaşlık ilişkisi ve borcun kaynağını ispata yarar herhangi bir delil ileri sürülememesi senedin zamanaşımına uğrasına rağmen borca ve takibe itiraz edilmemesi, alacak miktarlarının birbirine miktar olarak yakın oluşu karşısında söz konusu tasarruf işleminin BK'nın 19. Maddesi anlamında muvazaalı bir işlem olduğunun kabulü yönündeki yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup buna yönelik davalıların istinaf talepleri esastan red edilmiş, anılan karar davalı ... vekili ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı ... vekili ve ... tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın , dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmamasına , göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve ...'in temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının ilk derece Mahkemesine, dairemiz karar örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine 3.815,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 5.154,65 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 18/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.