18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/17561 Karar No: 2016/4467 Karar Tarihi: 09.03.2016
Tehdit - hakaret - kasten yaralama - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/17561 Esas 2016/4467 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık tehdit, hakaret ve kasten yaralama suçlarından mahkum edildi. Yerel mahkemece verilen ceza nitelik ve niceliğine göre temyiz edilemeyeceği sonucuna varıldı. Tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteği reddedildi. Mahkeme, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerini kapsadığını tespit etti. Kararın temel dayanakları tutanaklar, belgeler ve gerekçeli yazılar olarak kaydedildi. Kanunlar uygun şekilde uygulanmamışsa da, sanığın iddia ve savunmaları doğru bulunmadı. Mahkeme kararında TCK’nın 125/4 maddesi uygulanmamıştır. Ancak, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı belirtildi. TCK’nın 129. maddesi, hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi durumunda, verilecek cezanın üçte birine kadar indirilebileceği veya ceza vermekten vazgeçilebileceğini belirtir. Sanığın duruşma zamanı değiştirilerek haksız bir fiil gerçekleştirdiği ve bu nedenle TCK'nın 129 ve 29 maddelerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
18. Ceza Dairesi 2015/17561 E. , 2016/4467 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Tehdit, hakaret, kasten yaralama HÜKÜM : Mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Kasten yaralama suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilmez olduğu anlaşıldığından, tebliğnameye uygun olarak, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddeleri uyarınca, sanık ...’ın TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 2- Tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince, Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen tehdit ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, Hakaret suçu aleni bir yer olan duruşma salonunun önünde işlenmesine rağmen TCK’nın 125/4. maddesi uygulanmamış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı, Anlaşıldığından, sanık ...’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 09.03.2016 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Sayın çoğunluğun sanık hakkında yerel mahkemece hakaret ve tehdit suçlarndan hükmedilen cezanın onanmasına ilişkin görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılmıyorum. Yerel Mahkemece olay tarihinde duruşmasını bekleyen sanığın duruşmasını beklerken katılanlara karşı hakaret ve tehdit içerikli eylemleri nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmiştir. Sanığın mahkemece de kabul edilen üzerine atılı eylemleri işleme nedeni, duruşma sırasının tutuklu dosyalara öncelik verilerek geriye bırakılmasıdır. Duruşma listesini yapmak ve duruşmaları bu sıra ve zamana uygun yürütmek mahkemenin görevi ve sorumluluğu altındadır. Ceza Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliği ile düzenlenen bu kuralın amacı duruşma taraflarının düzensiz ve uzun süre duruşma beklemelerinin önüne geçerek kişilerin zamanını verimli kullanabilmelerini sağlamaktır. Duruşma zamanının duruşmada gelişen olaylara bağlı olarak uzayabileceği kabul edilse bile sıralamaya uyulması zaman yönünden duruşma bekleyenlerin haklarının korunması açısından vazgeçilmezdir. Bu hususlara aykırı olarak sıralamayı değiştirmek sıralamada üstte olan kişiler bakımından haksızlık teşkil etmektedir. Kişinin karşısındaki mağdurun bu kararın alınmasındaki rölü değil tarafı olması yeterlidir. TCK"nın 129. maddesi “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” hükmünü içermektedir. Bu açıklamalar ışığında; sanığın duruşma sırası, iradesi dışında değiştirilerek daha geç bir zamana bırakılması, haksız bir fiil olup bu haksız fiili gerçekleştirenlere karşı atılı suçlarn işlenmesi sanık lehine hakaret suçunda TCK"nın 129. tehdit suçunda TCK"nın 29. maddelerinin uygulanmasını gerektirmektedir. Bu hususu gözardı eden yerel mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması yerine onanmasının hukuka aykırı olduğu düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun aksi görüşüne katılmıyorum.