Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/57
Karar No: 2019/282

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/57 Esas 2019/282 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2019/57 E.  ,  2019/282 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Günü : 23.03.2017
    Sayısı : 89-158

    Sanıklar ... ve ..."ın katılan ... ..."e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna teşebbüsten 5237 sayılı TCK"nın 109/2, 109/3-a-b ve 35/2. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, katılan ... ..."e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise aynı kanunun 109/2, 109/3-a-b ve 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, ayrıca her iki sanık hakkında TCK"nın 53 ve 63. maddeleri uyarınca hak yoksunluklarına ve mahsuba ilişkin Balıkesir 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17.04.2009 tarihli ve 86-396 sayılı hükümlerin sanıklar müdafisi, Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 16.09.2013 tarih ve 14144-9149 sayı ile;
    "Sanıklar eylemlerini cinsel amaçla gerçekleştirdikleri halde, haklarında 5237 sayılı TCK.nın 109/5. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
    Daire Üyesi K. Kayan; "5237 sayılı yeni TCK 109. maddesinde hürriyetten yoksun kılma suçları düzenlemekte, maddenin 5. fıkrasında ise, bu suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde cezada artırım nedeni olacağı ve cezanın yarı oranında artırılacağı belirtilmektedir. 765 sayılı önceki ceza yasasında bu suçun karşılığı olan 429 ve 430. maddelerin de artırım nedeni ‘suçun şehvet hissi veya evlenme maksadıyla işlenmesi’ olarak düzenlenmişti. Yeni ceza kanununda madde düzenlenirken önceki yasadaki evlenme ibaresine yer verilmeyerek sadece şehvet hissinin karşılığı olan cinsel amaç ibaresine yer verilmiştir. Cinsel amaçta, kaba cinsel duyguların tatmini vardır. Ancak evlenme isteği içinde anlık cinsel faydalanma bulunmamaktadır. Mağdure ile ileriye yönelik aile birlikteliği hedeflenmektedir. Yasa koyucunun, yeni ceza yasası düzenlenirken önceki yasanın seçimlik hareketlerinden olan evlenme amacını yeni yasaya almayıp, sadece diğer seçimlik hareket olan şehevi amacı madde metnine alması bilinçli bir tercihtir. Yasa koyucunun bu bilinçli tercihi karşısında, evlenme amacıyla kaçırma ve cinsel bir saldırı veya istismar gerçekleştirilmeyen eylemler için artırım maddesinin uygulanacağını ileri sürmek, isabetli olmayan dayanaksız bir görüş olur.
    Öte yandan, yasadaki amaç mutlak bir amaçtır, bu da sadece kaba cinsel duyguların tatmin etmek için cinsel saldırı yapmak amacıdır. Bu amaçla hürriyetten yoksun kılma suçunun işlenmesidir. Artırım maddesinin uygulanabilmesi için bu amacın tartışmasız ve yalın olması gerekir. Evlilik amacıyla hürriyetten yoksun kılmada evliliğin içinde bulunan bir çok husustan sadece cinsellik hususu seçilerek suçun bu amaçla işlendiğini kabul etmek sadece bir yorumdur. Bu da yorumla yasanın uygulanmasını genişletmek olur. Oysa maddi ceza hukukunda yorum yasağı vardır. Cezada kanunilik ilkesi gereğince yasa metninde yer almayan evlenme amacı yasa metnindeki cinsel amaç olarak kabul edilip, yorumlanamaz. Keza, sanık evlenmek amacıyla suç işler ancak mağdurenin rızasını elde edinceye kadar cinsel bir saldırı yapmayabilir veya hürriyetten yoksun kılma eyleminden vazgeçerek cinsel bir saldırı da gerçekleştirmeden mağdureyi serbest bırakabilir. Bu nedenle bilhassa evlenmek amacıyla bu suçun işlendiği ancak tecavüzün gerçekleşmediği olaylarda cinsel amaçtan dolayı cezayı artırmak yasal değildir.
    Bu tartışmalar ışığında somut olayımıza baktığımızda sanık, arkadaşlarıyla birlikte evlenmek amacıyla mağdureyi kaçırmışlar bilahere de sersbest bırakmışlardır. Olay sırasında mağdureye yönelik herhangi bir cinsel hareket gerçekleştirilmiş değildir. Yasanın cezayı artırmak istediği durum kaba cinsel arzuların tatmini için cinsel saldırı yapmak amacıyla mağdurlara karşı hürriyetten yoksun kılma suçunun işlenmesidir. Evlenmek amacıyla suçun işlendiği ve cinsel saldırının da gerçekleşmediği bir durumda cezanın artırılması, yasanın lafzına, suçta ve cezada kanunilik ilkesine uymayacağı gibi maddi ceza hukukundaki yorum yasağını da ihlal etmek olacaktır.
    Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum." görüşüyle karşı oy kullanmıştır.
    Balıkesir 2. Asliye Ceza Mahkemesi ise 11.03.2014 tarih ve 41-138 sayı ile;
    "...Yargıtay bozma ilamında yukarıda belirtildiği üzere, sanıklarının eylemlerinin 5237 Sayılı TCK"nun 109/5 maddesi kapsamında gerçekleştirdikleri ve bu yönüyle cezalarının arttırılmasının gerektiği belirtilmektedir. Söz konusu kanun maddesinin uygulanabilmesi için hürriyetten yoksun kalma suçunun cinsel amaçla yapılması gerekmektedir. Yani kişi ilk başta kaçırdığı kişiyi egemenlik alanına geçirdiğinde kendisine karşı bir cinsel davranışı amaçlaması gerekir. Yoksa salt mağdurun bayan olmuş olması her olayda sanığın veya sanıkların cinsel kasıtla atılı eylemi gerçekleştirdiğini kabul etmemezi gerektirmez. Ayrıca dava konusu olayda katılanlara yönelik herhangi bir cinsel davranışta gerçekleştirilmemiştir. Hürriyetten yoksun kalma suçunun gelecekte soyut olan evlenme maksatlı olarak gerçekleştirilmiş olmasının da Yargıtay bozma ilamındaki karşı oy yazısında da belirtildiği üzere, bir kişinin kaçırdığı kişiye gelecekte evleneceği insan olarak bakması yönündeki yaklaşımının kaba bir cinsel arzuyu giderme amacına yönelik olduğu söylenemez. Böyle bir durumda herhangi bir amaç olmaksızın bir kadını kaçıran kimse ile arka düşüncesinde gelecekte evlenmeyi düşündüğü bir kadını kaçıran ve ona sevgi besleyen bir kişiye verilecek olan cezalar farklı olacaktır. Eylemler aynı olduğu halde ve kaçırma sırasında ve sonrasında herhangi bir cinsel davranış da olmadığına göre salt kişinin düşüncesinde kişiyi evlenme amaçlı olarak kaçırdığından bahsedilerek ve kaçırılan kişinin kadın olması göz önüne alınarak cezasının arttırılması adalet duygusunu da zedeler niteliktedir. Somut olayda zaten sanıklar birlikte oldukları süre içersinde cinsel bir amaçlarının olmadığını katılan ... ..."i serbest bırakarak göstermişlerdir.
    Yukarıdaki belirtilen gerekçeler ışığında Yargıtay 14. Ceza Dairesinin sanıkların üzerine atılı katılanların hürriyetlerinden mahrum bırakma suçunu cinsel amaçla işledikleri ve bu yönüyle 5237 Sayılı TCK"nun 109/5 maddesinin uygulanması yönündeki gerekçesi mahkememizce kabul görmemiştir” şeklindeki gerekçeyle direnerek ilk hükümde olduğu gibi sanıkların mahkûmiyetine karar vermiştir.
    Bu hükümlerin de katılanlar vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 04.10.2016 tarih ve 1119-339 sayı ile;
    "...Yerel mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada sanıklar ve müdafiine bozma kararı ve duruşma günü davetiyesinin tebliğ edildiği, sanıklardan ..."ın tebliğe rağmen duruşmaya gelmemesi üzerine hazır bulunan diğer sanık ... ile sanıklar müdafiinin dinlenilmesi ile yetinilip, sanık ..."dan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    ...
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanık ..."ın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden her iki sanık yönünden de sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir." şeklinde diğer yönleri incelemeyen direnme hükmü bozulmuştur.
    Ceza Genel Kurulunun bozma ilamına uyan yerel mahkeme 23.03.2017 tarih ve 89-158 sayı ile; bir önceki direnme kararındaki gerekçelerle, Özel Daire bozma ilamına direnilmesine ve sanıkların mahkûmiyetine karar vermiştir.
    Direnme kararına konu bu hükümlerin de sanıklar müdafisi ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.10.2018 tarihli ve 31438 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya, kararına direnilen Daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 09.01.2019 tarih ve 8883-105 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri onanmak suretiyle kesinleşmiş, sanıklar..., ..., ..., ... ve... hakkında katılan ... ...’e karşı işledikleri kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin, açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanıklar ... ve ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar ... ve ... hakkında TCK’nın 109/5. maddesinin uygulanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle; Ceza Genel Kurulunca direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanık ..."ın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden her iki sanık yönünden bozulması ve yerel mahkemece bozma gereğince işlem yapılmasından sonra, Özel Daire kararına karşı direnilmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun 28.04.2015 tarihli ve 719-130, 19.03.2013 tarihli ve 1278-90, 26.06.2012 tarihli ve 816-254, 27.03.2012 tarihli ve 80-126 ile 05.10.2010 tarihli ve 172-185 sayılı kararları başta olmak üzere uyum ve kararlılık gösteren içtihatları uyarınca; Ceza Genel Kurulunun bozma kararı ile direnme hükmü tümüyle ortadan kalkmış olup, yerel mahkeme artık yeni ve değişik bir karar vermekte serbesttir. Bu şekilde verilen kararlar da yeni bir karar olup, hukuken direnme niteliğinde olmadığından Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün değildir.
    Öte yandan, Ceza Genel Kurulunun bozma kararına uyulduktan sonra verilen kararın yeniden ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesi, Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı direnilemeyeceğine ilişkin 1412 sayılı CMUK"nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326. maddesine de aykırıdır. Doğrudan doğruya Ceza Genel Kurulunca inceleme yapılması, yerel mahkeme kararına direnme niteliği kazandıracak ve Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı yerel mahkemelerin direnme yetkisi olmadığına dair temel ilke zedelenecektir. Bu nedenlerle hukuken yeni olan bu kararın Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, dosyanın temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Yargıtay 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.04.2019 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi