3. Hukuk Dairesi 2013/6374 E. , 2013/7853 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin davalının banka hesabına sehven 11.000,00 TL gönderdiğini, bu ödeme için herhangi bir karşılık veya davalıdan herhangi bir hak veyahut mal ve hizmet almadığını, davayla hiçbir ilgisi olmayan 3.kişinin hesabına yatırması gereken ödemeyi davalının hesabına yatırması nedeniyle davalı şirketin sebepsiz yere zenginleştiğini, ... 18 Noterliğinin 23/12/2009 tarih 32266 yevmiye numarası ile ihtarname gönderilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını bildirerek, 11.000,00 TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, müvekkili şirket ile galericilik yapan dava dışı ... arasında 2008 model ... Getz marka aracın satışı ile ilgili sözleşme yapıldığını, araç alıcısı olan ... satışa konu olan araç bedeline ilişkin ... ... şubesine olan 09/03/2009 ödeme tarihli çeki müvekkili şirkete verdiğini, bahsi geçen çekin ödeme tarihinde ödemenin nakit yapılacağı gerekçesiyle takasa çekildiğini, ... çekin 11.000,00 TL kısmının kendisine bir araç satışından dolayı borcu bulunan davacı tarafından müvekkili şirketin hesabına havale yoluyla ödeneceğini beyan ettiğini, nitekim 10/03/2009 tarihinde ..."nun müvekkil şirkete bildirdiği gibi 11.000,00 TL"nin davacı tarafından müvekkili şirketin hesabına aktarıldığını bildirerek, sehven ödeme yapıldığının doğru olmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından dava dışı "... isimli şahsa borcu olmadığı gibi ... isimli şahsın davalı şirkete olan borcunu ödemek için onun talimatıyla 11.000,00 TL"yi davalının hesabına yatırmadığı" konusunda yemin eda edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada, banka havalesi ile gönderilen paranın hataen gönderildiği iddiası ile iadesi talep edilmektedir.
Davacının ibraz ettiği ... Bank A.Ş."ne ait 10.03.2009 tarihli havale ile 11.000 TL"nin davacı ... tarafından, davalıya ait İBAN hesabına gönderildiği sabittir. Ancak, dekontta paranın hangi amaç için gönderildiğine ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır...
Davacı tarafından davalıya yapılan havalede, paranın hangi amaç için gönderildiğine ilişkin bir şerh bulunmadığından dolayı, bu havalenin borcun ödenmesi amacı ile gönderildiği hususunda karine bulunmaktadır. Bunun aksini ise davacı tarafın ispat etmesi gerekecektir.
Kural olarak, iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur (MK.mad.6).
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 187. maddesinin ikinci fıkrasına göre, "...ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz". Davada bir tarafça ileri sürülen bir vakıa iddiasının, mahkeme önünde karşı tarafça ikrar edilmesiyle artık o vakıa, taraflar arasında çekişmeli olmaktan çıkar ve bunun sonucu olarak ispatı gerekmez (HMK."nun m. 188). İspatın gerekmediği bir halde ise, delilden söz edilemez. Başka bir ifade ile ikrar, tek taraflı bir usûlî işlem olarak, delil ikame faaliyetini ve ispat ihtiyacını ortadan kaldıran bir taraf beyanıdır.
Davacının ileri sürdüğü vakıa (paranın gönderilmesi) davalı tarafından ikrar edilmekte; fakat, davacının iddia ettiği gibi bu paranın hata ile gönderildiği inkâr olunmaktadır. Vasıflı ikrara uygulamada (gerekçeli inkâr) adı da verilmektedir. Vasıflı ikrarda ispat yükü vakıayı ileri süren tarafta olup, o vakıayı vasıflı olarak ikrar eden (gerekçeli olarak inkar eden) tarafta değildir. Bu durumda gönderilen paranın davalının alacağına karşılık değil, hata ile gönderildiğini ispat yükü davacıya düşer (HGK.26.09.2001 gün ve 13-630 Esas- 647 Karar) .
Somut olayda, ispat yükü kendisine düşen taraf (davacı), (hataen para gönderildiği) iddiasını ispat edememiştir. Davacının dava dilekçesindeki "hata" olgusu ıspat edilemediği gibi bizzat düzenlediği ihtarname ve mahkemeye ibraz ettiği 23.05.2012 tarihli dilekçe içeriğine göre paranın gönderilme nedeninin dava dışı kişinin talimatı olduğu belirtilmiştir. Yani, taraflar arasındaki para havalesinin davalının savunmasında belirtildiği şekilde gerçekleştiği davacı tarafından ikrar edilmiştir. Davacının ihtarname ve 23.05.2012 tarihli dilekçe içeriği incelendiğinde buradaki beyanlar ile davalının savunmasının örtüştüğü, havalenin gönderilme nedeninin dava dışı ..."nun davalıya olan borcunun üstlenilmesi olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda, davacı, dava dışı ... ile arasındaki sözleşmenin bozulması nedeniyle davalı şirket aleyhine bu davayı ikame edemiyecektir. Şartları oluşmuş ise sözleşmenin ifa edilmemesinden dolayı oluşan zararını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ancak kendi sözleşeni olan dava dışı ... aleyhine açtığı davada isteyebilecektir.
O halde mahkemece, açıklanan bu yönler gözden kaçırılarak ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.