10. Hukuk Dairesi 2020/8332 E. , 2021/9572 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Antalya 3. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı dava dilekçesinde özetle; 20.11.2006 – 09.11.2010 tarihleri arasında Kuruma eksik bildirilen hizmetlerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalı Kurum vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile;
Davacının davalıya ait merkez işyerinde 02/05/2007-20/11/2007 tarihleri arasında, yine davalıya ait ... sicil nolu işyerinde 20/11/2007-04/02/2009, 06/03/2009- 02/09/2009 tarihleri arasında, yine davalıya ait ... sicil nolu işyerinde 13/09/2009 - 24/06/2010 tarihleri arasında hizmet akdiyle asgari ücretle çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“Dosya kapsamı, delil durumu itibariyle, Antalya 3. İş Mahkemesi 2018/2 Esas 2020/109 Karar sayılı kararında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum vekili; davacının çalışmalarının kesintili ve farklı işyerlerinde olduğu, davanın mevcut delillerle ispatlanamadığından reddi gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde Mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Tanık beyanları değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren, işçi ve işyeriyle ilişkileri düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça bordrolu, komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar da dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
21.11.2007 tarihinde Kanun kapsamına alınan ... sicil numaralı işyeri ve bu tarihten sonraki mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik yoktur. Ancak 20.11.2007 ve öncesinde davacının davalıya ait merkez işyerinde çalışmış olduğunun kabulüne dair karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır. Bu döneme ilişkin davalı şirkete ait kanun kapsamında veya kanun kapsamına alınabilecek nitelikte bir işyerinin olup olmadığı ve çalışma şekli yöntemince araştırılmamıştır.
Mahkemece, davacıdan bu dönemdeki çalışmalarının hangi işyerinde, ne şekilde, çalışma biçimi, hangi dönemlerde hangi işveren yanında, kimlerle birlikte çalıştığı, ne iş yaptığı konularında ayrıntılı beyanlarına başvurularak bilgi alınmalı, çalışmanın geçtiği davalı şirkete ait işyeri belirlenmeli, ... sicil dosyası ile talep konusu döneme ait puantaj kayıtları, bordroları getirtilmeli, yeterli görülmediği takdirde komşu işyeri sahipleri ve komşu işyerlerinin bordrolu çalışanları kolluk, belediye gibi kurumlardan sorularak tespit edilmeli, bilgi ve görgülerine başvurulmalı, beyanlar arasında çelişki olması halinde giderilmeli, çalışma olgusu, çalışma şekli, hangi işveren yanında hangi tarihlerde çalıştığı, başlama bitiş tarihleri, süresi hiçbir kuşku ve şüpheye yer vermeyecek şekilde somut olarak belirlenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 05.07.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi