10. Hukuk Dairesi 2014/24947 E. , 2016/5479 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davaya konu somut olayda; 16.7.2006 tarihli iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin olarak 28.3.2012 tarihinde açılan davada, yasal süresi içerisinde davalı vekilince ... Hukuk (İş) Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilerek, yetki ilk itirazında bulunulduğu anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Kanunun “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlığını taşıyan 101. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği belirtilerek görev konusu açıklanmış olmasına karşın, Kanunda yetkiye ilişkin herhangi bir genel düzenleme yapılmamıştır. “Primlerin ödenmesi” başlıklı 88. maddenin on dokuzuncu fıkrasında, Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu bildirilmiş ise de, bu hükmün, inceleme konusu davada uygulama yeri bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 5521 sayılı İ... mahkemelerinde açılacak her davanın, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği açıklanmış, 15. maddesinde de, bu Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir.
6100 sayılı Kanunun yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19. maddesinde; “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 6. maddesi (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 9"uncu maddesi) uyarınca ilke olarak bir dava, davalının ikametgâhı mahkemesinde açılabileceği gibi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 16. maddesi (mülga 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 21"inci maddesi) uyarınca davacıya tanınan seçimlik hak kapsamında haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.
Somut olayda, kesin yetkinin söz konusu olmadığı belirgin olmakla beraber, yöntemince ve süresinde yetki itirazında bulunduğunun anlaşılması karşısında, haksız fiil niteliğindeki iş kazasının meydana geldiği yer ile davalı şirket merkezi, Ticaret Sicil Memurluğunda kayıtlı adresi araştırılarak, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, usulüne uygun yapılan yetki itirazı incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı gerekçelerle karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlaya temyiz itirazları kabul olmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.